Birleşik Krallık merkezli Financial Times (FT), Ukrayna’nın savaş sürecinde güvenilir olmayan şirketlerle yaptığı silah alım anlaşmaları sonucu 770 milyon dolarlık kayba uğradığını bildirdi.
FT’nin sızdırılan devlet belgeleri, mahkeme kayıtları ve üst düzey yetkililerle yapılan röportajlara dayandırdığı habere göre Kiev yönetimi, savaşın başından bu yana birçok kez silah teslimatı yapılmayan anlaşmalara yüksek avanslar ödedi.
Örneklerden biri, ABD’nin Arizona eyaletindeki küçük bir silah dükkanıyla yapılan 49 milyon euroluk bir anlaşma oldu. Ukrayna’nın bu şirketle yaptığı sözleşmede, 17,1 milyon euroluk bir avans ödendiği ancak silahların hiçbir zaman teslim edilmediği belirtildi. Kiev yönetimi, bu olay sonrası şirkete dava açtı ve mahkemeyi kazandı. Ancak Ukrayna, hâlâ parasını geri alamadı.
KULLANILMAZ SİLAHLAR TESLİM EDİLDİ
The ındependent’da yer alan haberde, Ukrayna’nın 2022’den bu yana yılda 6 ila 8 milyar dolar arasında bir bütçeyi silah alımlarına ayırdığı, artan küresel taleple birlikte bazı şirketlerin fiyatları şişirdiği, bazılarının ise kullanılamaz durumdaki silahları teslim ettiği vurgulandı. Bu kayıpların bir kısmının, çatışmaya doğrudan müdahil olmak istemeyen ülkelerden gizli yollarla silah temin etme çabaları sırasında yaşandığı ifade edildi.
Ukrayna Savunma Bakanlığı içindeki yolsuzluk vakalarının da maddi kayıplarda önemli rol oynadığı belirtilirken, bazı soruşturmaların Avrupa Birliği (AB) ve ABD’li yetkililerle yürütülen işbirliklerinin yavaşlığı nedeniyle sekteye uğradığı öne sürüldü.
SAVAŞ ESİRİ TAKASINDA ANLAŞMA
Diğer yandan, Ukrayna savaşı için diplomatik çözüm arayışları sürerken bu hafta İstanbul’da Ukraynalı ve Rus heyetler arasında gerçekleşen görüşmelerde somut bir ilerleme sağlanamadı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in müzakerelere katılmayacağını açıklamasının ardından Ukrayna lideri Volodimir Zelenski de İstanbul’a gitmeyeceğini duyurdu. Ancak iki tarafın yaklaşık biner savaş esirinin takası konusunda anlaşması sağlandı.
ABD merkezli düşünce kuruluşu RAND Corporation’dan uzman Samuel Charap, bu gelişmenin önemine dikkat çekerek, “Üç yıl sonra ilk kez doğrudan görüşüldü ve bir konuda anlaşma sağlandı. Bu süreç zaman alacak. Asıl mesele, ABD’deki siyasi atmosferin buna nasıl tepki vereceği” ifadelerini kullandı.
Kaynak: NTV
