Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından Rami Kütüphanesi’nde düzenlenen “Yol ve Yâd: Hac Yolculuğunun Yazılı Hafızası” sergisinin açılışına katıldı. Ersoy, Hac ibadetinin tarih boyunca sadece bir inanç yolculuğu değil, aynı zamanda ilmin, kültürün, sanatın ve hafızanın nesiller boyunca taşındığı büyük bir medeniyet köprüsü olduğunu söyledi.
Serginin, tarih boyunca oluşan kültürel hafızanın yazılı belgeleri üzerinden izini sürdüğünü belirten Ersoy, “Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımız tarafından titizlikle hazırlanan bu sergi, manevî ve tarihî derinliği gözler önüne seren eşsiz bir çalışmadır” ifadelerini kullandı.
“Eserlerin önemli bir bölümü ilk defa gün yüzüne çıkarıldı”
“Üsküdar’dan Anadolu’ya, Şam’dan Medine-i Münevvere’ye, Mekke-i Mükerreme’den Taif’e uzanan güzergâhlarda kaydedilen bu yazmalar, geçmiş zamanların ilim, kültür ve sanat anlayışının bugüne ulaşan en diri şahitleri olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
Ersoy konuşmasını şöyle sürdürdü:
Konya Büyükşehir Belediyesi’nden devralınan Koyunoğlu Koleksiyonu’ndaki yaklaşık 12 bin eser ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden alınan 5 binin üzerindeki eserin kuruma kazandırıldığını belirten Ersoy, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Mevlana Müzesi’ndeki yazmaların devriyle ilgili çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Kurumun kültürel ve bilimsel etkinliklerine de değinen Ersoy, bugüne kadar 60’tan fazla sergi ve programın hayata geçirildiğini, “Sultanların Mushafları”, “Yazma Eserlerde Ebru”, “Huzur Dersleri” ve “Ramazâniyyeler” gibi etkinliklerin bu alana yeni bir soluk getirdiğini söyledi. Yakında düzenlenecek I. Uluslararası Yazma Eser Sempozyumu’nun ise Türkiye’nin bu alandaki birikimini dünyaya sunma fırsatı oluşturacağını aktardı.
“Eserlerin önemli bir bölümü ilk defa gün yüzüne çıkarıldı”
“Üsküdar’dan Anadolu’ya, Şam’dan Medine-i Münevvere’ye, Mekke-i Mükerreme’den Taif’e uzanan güzergâhlarda kaydedilen bu yazmalar, geçmiş zamanların ilim, kültür ve sanat anlayışının bugüne ulaşan en diri şahitleri olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
Ersoy konuşmasını şöyle sürdürdü:
Konya Büyükşehir Belediyesi’nden devralınan Koyunoğlu Koleksiyonu’ndaki yaklaşık 12 bin eser ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden alınan 5 binin üzerindeki eserin kuruma kazandırıldığını belirten Ersoy, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Mevlana Müzesi’ndeki yazmaların devriyle ilgili çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Kurumun kültürel ve bilimsel etkinliklerine de değinen Ersoy, bugüne kadar 60’tan fazla sergi ve programın hayata geçirildiğini, “Sultanların Mushafları”, “Yazma Eserlerde Ebru”, “Huzur Dersleri” ve “Ramazâniyyeler” gibi etkinliklerin bu alana yeni bir soluk getirdiğini söyledi. Yakında düzenlenecek I. Uluslararası Yazma Eser Sempozyumu’nun ise Türkiye’nin bu alandaki birikimini dünyaya sunma fırsatı oluşturacağını aktardı.
Konuşmasını kültürel süreklilik vurgusuyla tamamlayan Ersoy, “Kültür bir hafızadır, medeniyet bir hafızanın devamlılığıdır. Yazma eserler ise bu hafızanın canlı tanıklarıdır. Bu değerli mirasımıza sahip çıkmak, gelecek nesillere aktarmak ve kültürel sürekliliğimizi temin etmek bizim en büyük sorumluluğumuzdur. Bu vesileyle, serginin hazırlanmasında emeği geçen tüm uzmanlarımıza, restoratörlerimize ve kurum çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.
Programın ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Valisi Davut Gül, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz ve davetliler sergiyi gezerek eserler hakkında bilgi aldı.
Hayatta kalma şansı yüksek: Dev hava yastıklı uçak geliyor Hayatta kalma şansı yüksek: Dev hava yastıklı uçak geliyor
Sonraki haber Uçak kazalarında sıfır can kaybı hedefleyen proje. Havacılık facialarına engel olmak isteyen genç mühendisler, uçaklara dev hava yastıkları entegre ederek hayatta kalma şansını artırmayı hedefliyor. Uçak kazalarının ölümcül sonuçlarını ortadan kaldırmayı amaçlayan devrim niteliğinde bir proje…
DevamıDevlet korumasındaki Begüm bebeğin kokusuyla annelik sevinci yaşadı Devlet korumasındaki Begüm bebeğin kokusuyla annelik sevinci yaşadı
Evlat sahibi olamayan Hatice-Nadir İlhan çifti, 8 yıllık evliliklerinde çocuk sevgisini tatmak için koruyucu aile olmaya karar verdi. Koruyucu aile başvurusu kabul edilen İlhan çifti, Bakanlık incelemesi sonrasında Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binasına davet edildi. Müdürlükte…
Devamı