
Her geçen gün hayatın normal akışında daha fazla yer kaplayan dijital dünya, bireylerde oluşturduğu görünür olma ve beğenilme dürtüsünü besleyerek, ruhsal sağlığı zedeliyor.
Ruhsal dengesi bozulan bireyler, kendilerini sürekli başkalarıyla kıyaslayarak gerçek dışı güzellik standartlarına ulaşmaya çalışıyor.
Özellikle ergenlik dönemindeki gençler, fiziksel görünümleriyle sosyal onay alma çabasına girerken, kendi bedenlerine yabancılaşma riskiyle karşı karşıya kalıyor.
“Normal kilonun altında olsalar bile kendilerini şişman görüyorlar”
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, anoreksiya ve benzeri hastalıkların ölümle sonuçlandığını söyleyerek,
“Normal kilonun altında olsalar bile kendilerini şişman görüyorlar”
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, anoreksiya ve benzeri hastalıkların ölümle sonuçlandığını söyleyerek,
“Kişi bazen kendini kusturmaya çalışıyor. İdrar söktürücü ilaç kullanıp vücuttan suyu atmaya çalışıyor. Bazen de müshil dediğimiz ilaçları kullanarak kendini ishal yapıp kilo kaybı sağlamaya çalışıyor. Bu son derece yanlış.”
dedi.
“Biz iyi tedavi yapsak bile hala kendilerini kilolu buluyorlar. Normal kilonun altında olsalar bile kendilerini şişman görüyorlar. Psikoterapi eşliğinde tedaviler yapıyoruz. Klasik bir tedavi yok, tedavi kişiden kişiye göre değişiyor. Hastanın genel durumu kötüyse hastaneye yatırmak daha iyi. Çünkü birtakım testlerin yapılması lazım. Bu testler şeker, böbrek, karaciğer fonksiyonları, ultrasonlar, gerekirse endoskopi ve kolonoskopi yapılarak acaba başka bir hastalık mı var, yoksa anoreksiya mı diye bakılması lazım. Tedavide en büyük destek kişinin ve çevresinin destek olması. Kişi tedaviye inanacak.”
“Tıpta psikolojik bozukluk olup en yüksek ölüm oranına sahip hastalık anoreksiya. Eninde sonunda intihar meydana geliyor. Kendilerini reddediyorlar. Dolayısıyla buna erkenden tanı koymak lazım. Ama anoreksiya olmuş, 25 kiloya düşmüş bir kişiyi kurtarmak çok zor.”
ifadelerini kullandı.
“Aşırı zayıflık güzellik değildir, bazen tıbbi komplikasyonlara da neden olabilir”
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Taha Can Tuman da yeme bozukluğuna, genetik faktörlerin yanı sıra çevresel, sosyoekonomik ve kültürel faktörlerin neden olduğunu, özellikle sosyal medyada zayıflığın idealize edilmesi, özendirilmesi ve güzellikle eş değer algılanmasının yeme bozukluğuna kapı araladığını ifade etti.
“Aşırı zayıflık güzellik değildir, bazen tıbbi komplikasyonlara da neden olabilir”
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Taha Can Tuman da yeme bozukluğuna, genetik faktörlerin yanı sıra çevresel, sosyoekonomik ve kültürel faktörlerin neden olduğunu, özellikle sosyal medyada zayıflığın idealize edilmesi, özendirilmesi ve güzellikle eş değer algılanmasının yeme bozukluğuna kapı araladığını ifade etti.
“Bu kişiler şişmanlamaktan, yemek yemekten aşırı korkabilir. Kilo almamak için özellikle uzun süreli aç kalma, kalori kısıtlaması yapma veya öğünleri kalori hesabıyla yeme gibi sağlıksız davranışlar içerisine girebilir. Belli bir süre sonra beden kitle endeksi belli bir düzeyin altına düştüğünde de tıbbi komplikasyonlar görülmeye başlayabilir.”
ifadelerini kullandı.
Tuman, “
Tedavi süreci 1 yıla kadar uzayabiliyor
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Asya Naz Al ise anoreksiya hastalarının günde yalnızca 100-200 kaloriyle beslendiğini hatta zaman zaman su bile içmediğini, bulimia hastalarının ise tıkanırcasına yedikten sonra pişmanlık duyup yedikleri besinleri kustuğunu belirtti.
“Hastalık hangi boyutta ya da kaç senedir bununla baş etmeye çalışıyor hastamız, ona bakıyoruz. Eğer çok başındaysa, beslenme tedavimiz biraz daha kolay şekilde ilerleyebiliyor. Anoreksiya gibi çok ciddi ilerlemiş bir yeme bozukluğumuz hatta hastaneye yatma gibi ilerlemiş bir durumumuz varsa daha ciddi bir beslenme tedavisi uyguluyoruz.”
dedi.
“Vücut çok uzun süreli bir açlıktan çıktığı için bir anda yükleme yaparsak, refeeding (yeniden beslenme) sendromu dediğimiz bir sendromla karşılaşıyor. Bu sendromun sonuçları ani kalp durmalarına kadar gidebiliyor. Bundan kaçınmaya çalışıyoruz. Önceliğimiz hiçbir zaman hastaya kilo aldırmak olmuyor. Bozulmuş bir metabolizmayı yeniden inşa etmek oluyor. Organların çalışabilmesi için gereken enerji miktarını hedefliyoruz. Burada hiçbir problem yaşamıyorsak yavaş yavaş kilo alımını hedefliyoruz.”
Kaynak: Yeni Safak – Aktüel
Hormon tedavisine 21 yaş sınırı geldi: Gençlerde telafisi mümkün olmayan hasarların önüne geçecek düzenleme Hormon tedavisine 21 yaş sınırı geldi: Gençlerde telafisi mümkün olmayan hasarların önüne geçecek düzenleme
Sonraki haber Sağlık Bakanlığı, cinsiyet hoşnutsuzluğunda ergenlik blokajını ve hormon kullanımını 21 yaş altında yasakladı. Bilim Komisyonu tavsiye etti, Bakanlık uygulamaya koydu… Sağlık Bakanlığı, Bilim Komisyonu’nun tavsiye kararıyla önemli bir düzenlemeye imza attı. Cinsiyet hoşnutsuzluğu (disforisi) yaşayan bireylerde…
Devamı
Kalp krizinden ölümler azaldı: Yerini üç farklı hastalığa bıraktı Kalp krizinden ölümler azaldı: Yerini üç farklı hastalığa bıraktı
ABD’de kalp krizi ölümleri son 50 yılda neredeyse yüzde 90 oranında azalırken, diğer kalp hastalıklarının yükselişte olduğu bildirildi. Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden araştırmacıların yeni çalışmasında, 1970 ile 2022 yılları arasında 25 yaş ve üzerindeki yetişkinlerde kalp hastalığına bağlı…
Devamı
Tedavi süreci 1 yıla kadar uzayabiliyor
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Asya Naz Al ise anoreksiya hastalarının günde yalnızca 100-200 kaloriyle beslendiğini hatta zaman zaman su bile içmediğini, bulimia hastalarının ise tıkanırcasına yedikten sonra pişmanlık duyup yedikleri besinleri kustuğunu belirtti.
“Hastalık hangi boyutta ya da kaç senedir bununla baş etmeye çalışıyor hastamız, ona bakıyoruz. Eğer çok başındaysa, beslenme tedavimiz biraz daha kolay şekilde ilerleyebiliyor. Anoreksiya gibi çok ciddi ilerlemiş bir yeme bozukluğumuz hatta hastaneye yatma gibi ilerlemiş bir durumumuz varsa daha ciddi bir beslenme tedavisi uyguluyoruz.”
dedi.
“Vücut çok uzun süreli bir açlıktan çıktığı için bir anda yükleme yaparsak, refeeding (yeniden beslenme) sendromu dediğimiz bir sendromla karşılaşıyor. Bu sendromun sonuçları ani kalp durmalarına kadar gidebiliyor. Bundan kaçınmaya çalışıyoruz. Önceliğimiz hiçbir zaman hastaya kilo aldırmak olmuyor. Bozulmuş bir metabolizmayı yeniden inşa etmek oluyor. Organların çalışabilmesi için gereken enerji miktarını hedefliyoruz. Burada hiçbir problem yaşamıyorsak yavaş yavaş kilo alımını hedefliyoruz.”
Kaynak: Yeni Safak – Aktüel
Hormon tedavisine 21 yaş sınırı geldi: Gençlerde telafisi mümkün olmayan hasarların önüne geçecek düzenleme Hormon tedavisine 21 yaş sınırı geldi: Gençlerde telafisi mümkün olmayan hasarların önüne geçecek düzenleme
Sonraki haber Sağlık Bakanlığı, cinsiyet hoşnutsuzluğunda ergenlik blokajını ve hormon kullanımını 21 yaş altında yasakladı. Bilim Komisyonu tavsiye etti, Bakanlık uygulamaya koydu… Sağlık Bakanlığı, Bilim Komisyonu’nun tavsiye kararıyla önemli bir düzenlemeye imza attı. Cinsiyet hoşnutsuzluğu (disforisi) yaşayan bireylerde…
DevamıKalp krizinden ölümler azaldı: Yerini üç farklı hastalığa bıraktı Kalp krizinden ölümler azaldı: Yerini üç farklı hastalığa bıraktı
ABD’de kalp krizi ölümleri son 50 yılda neredeyse yüzde 90 oranında azalırken, diğer kalp hastalıklarının yükselişte olduğu bildirildi. Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden araştırmacıların yeni çalışmasında, 1970 ile 2022 yılları arasında 25 yaş ve üzerindeki yetişkinlerde kalp hastalığına bağlı…
Devamı