Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, kişisel internet sitesinde Scott H. Young’ın ‘aşkın öğrenim’ kitabından önemli kesitleri paylaştı.

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, kişisel internet sitesinde Scott H. Young’ın ‘aşkın öğrenim’ kitabından önemli kesitleri paylaştı.
Bu geleneksel sistemde öğrenciler bolca teorik bilgi ve maalesef sınırlı pratik beceri edinebiliyor. Buna karşılık Young, mümkün olan en kısa sürede değerli beceriler ve bilgiler edinmek için odaklanmış, amaca yönelik çabaları vurgulayan aşkın öğrenmeyi savunuyor.
Roger Craig, Jeopardy’de üç gün boyunca arka arkaya kazanan ilk oyunculardan birisi olmuş. Craig bu başarısını aşkın öğrenim ve bilgiye erişim becerileri sayesinde elde etti. Craig, oyun için gereken bilgiyi sistematik bir şekilde öğrenerek her konuda kapsamlı bir bilgi birikimi oluşturdu. Öğrenmek sürecinde verimliliği artırmak için kendi yöntemlerini geliştirdi. Bilgisayar bilimcisi olan Craig, şimdiye kadar yayımlanan Jeopardy yarışmalarında sorulmuş binlerce soru ve cevabı indirip derleyerek aylarca çalışabileceği bir data haline getirdi. Elindeki soru ve cevap yığınlarından oluşan datayı sanat, tarih, bilim ve spor gibi farklı konulara göre kategorize etmek için metin madenciliği yazılımını kullandı. Bilgileri öğrenmek ve hatırlamakta güçlü ve zayıf yönlerini tespit etmek için ise veri görselleştirme programından faydalandı. Ayrıca yarışmada sorulan sorularda hangi konunun ne sıklıkta sorulduğu veya Carig’in hangi konuları öğrenmede ve hatırlamada daha iyi olduğu gibi birçok istatistik de çalışma tasarımında yer alıyordu. Craig, belirgin bir hedefte rekor başarıyı gerçekleştirmek için bilgiyi edinmek ve kullanmakta son derece analitik davranan bir aşkın öğrenciydi. Craig’in bilgiyi sistemleştirme stratejisi, ona sorulara daha hızlı ve doğru cevap vermek konusunda büyük avantaj sağladı.
Young, ekonominin, özellikle bilgisayar bilimleri, veri analizi ve mühendislik gibi teknik alanlarda uzmanlaşmış bilgi ve ileri becerileri giderek daha fazla ödüllendirdiğini vurguluyor. Yine de bu alanların dışında bile sektörler değişiyor ve uyum sağlamak gereği hiç bu kadar büyük olmamıştı. İşte bu aşkın öğrenimi özellikle değerli kılıyor, çünkü insanların yeni taleplere ayak uydurarak kendi koşullarına göre ilgili uzmanlığı kazanmalarını sağlıyor.
Nasıl Aşkın Öğrenci Olunur?
Kendi hayatımdan örnek verecek olursam, Bilim Sanat Vakfı’nı kuruşumu anlatayım:
1.İlke: Üst Öğrenme:
Verimli ve etkili bir öğrenme sürecine ulaşmanın yani nasıl öğrenileceğini öğrenmenin en önemli adımı üst öğrenmedir. Çünkü öğrenilmesi gerekenleri anlamayı ve öğrenmek sürecinde en faydalı yaklaşımın ne olacağını belirlemeyi sağlıyor. Öğrenilecek becerinin haritasını çıkarmak burada önemli ilk adımdır. Young, üst öğrenmeyi nasıl öğrendiğimizi analiz etmek olarak betimliyor. Öğrenim sürecine başlamadan bir adım geri çekilip seçilen yöntemi incelemek projenin mihenk taşı sayılıyor.
İlk aşamada öğrenmeye çalıştığınız konunun yapısını anlamaya odaklanın. Bu aşamada bir alanın bilgi kapsamını analiz etmek, ana kavramları ve becerileri belirlemek gerekir. Yazar, öğrenicilerin konunun “genel yapısını” anlamalarını ve bunu daha küçük ve anlaşılabilir parçalara ayırmalarını öneriyor.
2.Materyalleri Toplamak:
Üst öğrenmenin son aşaması olan aksiyona geçmek öğrenim sürecini hem verimli hem de etkili olacak şekilde yapılandırmayı içeriyor. Bu; önceliklerin belirlenmesi, yöntemlerin seçilmesi ve materyali ele almak için en iyi sıranın tespit edilmesi anlamına geliyor. Bazı konular ezber, bazıları ise pratik, diğerleri de tekrar gerektirir. Öğrenilecek becerilere en uygun yöntemleri seçmek gerekiyor.
Ne Kadar Planlama Yapmalıyız?
Kitapta yazar bu bölümde, üst öğrenmenin varılacak son nokta değil, sürekli gelişen bir süreç olduğunu vurguluyor. Sabit yöntemlere takılıp kalmak yerine, değişen koşullara hızlı ve esnek yanıt verebilmenin önemini anlatıyor. Öğrenicilerin, ilerlemelerini takip ederek etkisiz yöntemlere bağlı kalmak yerine, gerektiğinde stratejilerini değiştirmeleri gerektiğini söylüyor. Böylece, neyin işe yarayıp yaramadığını değerlendirerek kendi yöntemlerini daha kişisel hale getiriyorlar. Young bu sürece “öğrenmeyi öğrenmek” diyor; çünkü bu yaklaşım, kişinin kendi öğrenme tarzını ve eğilimlerini daha derinlemesine anlamasını sağlıyor.
Ertelemek bilinçsizce oluyor; kabul etmek, kaçınmanın ilk adımıdır. Özellikle uzun veya karmaşık görevlerde işe başlamak zor olabilir. Bu aşamada erteleme esnasında hissedilen duyguyu saptamak ve ona karşı bir direnç uygulayacak yöntemleri öne sürmek etkili olabilir. Bu noktada yazar, daha önce bir yazımda açıkladığım Pomodoro Tekniği etkili bir çözüm olarak sunuyor. (https://muratulker.com/y/yorulmaktan-zevk-aliyorum/)
Bu teknikte, 25 dakika boyunca kesintisiz çalışıp ardından 5 dakikalık kısa bir mola verilir. Bu yapı, işe başlamayı kolaylaştırmak ve dikkat süresini kademeli olarak artırmak için güçlü bir araç sunar. Her 25 dakikalık “pomodoro” zihni odaklanmaya hazırlar ve başlangıç zorluğunu aşmayı kolaylaştırır.
Öğrenmeye başladıktan sonra dikkatin dağılmadan devam edebilmesi, verimli öğrenmek için çok önemli bir konudur. Young, odaklanmayı sürdürebilmenin tıpkı bir kas gibi geliştirilebileceğini vurguluyor. Kısa molalar vermek, dikkati taze tutmak açısından yararlıdır. Üç ana etken odaklanmayı zorlaştırabiliyor:
Zihnin sürekli başka düşüncelerle veya yapılacak başka işlerle meşgul olması yani zihinsel dalgalanmalar odaklanmayı zorlaştırır. Young, bu içsel dikkat dağınıklığını önlemek için düşünceleri bir kenara not almayı veya kısa bir ara vererek zihni toparlamayı öneriyor.
Young, her görevin farklı bir odak türüne ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Basit görevlerde yüzeysel odak yeterli olabilirken, analiz veya yaratıcılık gerektiren işler için daha derin bir odaklanmak gerekir. Bu tür görevlerde, dikkat dağıtıcı unsurları tamamen ortadan kaldırmak ve zihni işin doğasına uygun bir odak moduna getirmek büyük önem taşır.
3.İLKE: Doğrudanlık
Doğrudanlık, aşkın öğrenim yönteminin en ayırt edici özelliği olarak öne çıkıyor. Öğrenmenin en etkili yolu, bilgiyi teorik olarak almak değil, doğrudan uygulamaktır. Kitapta, doğrudanlık “öğrenmenin, onu kullanmak istediğiniz duruma veya alana doğrudan bağlı olması” olarak tanımlanıyor. Bu bölümde Young, doğrudan öğrenmenin önemine, uygulamalı deneyim kazanmanın yollarına ve karşılaşılan zorluklarla başa çıkma stratejilerine yer veriyor. Günümüz dünyasında yazılı bilgiye hızla ulaşmak mümkün, ancak bu bilgiyi pratiğe dökme ve kullanmak konusunda aynı başarı sağlanamıyor. Pratik yapmak yerine yazılı bilgi ile yetiniyoruz. Halbuki beceri kazanmak ancak pratik yapıldığında elde edilebiliyor. Yazar, doğrudan öğrenmenin en kolay yolu, iyi olmak istediğiniz şeyi yapmaya çok zaman ayırmaktır, diyor. Ama her zaman doğrudan öğrenim mümkün olamıyor. Young, bu gibi durumlarda öğrenilen beceriyi test etmek için yapay bir proje veya simüle edilmiş bir ortam yaratmayı öneriyor. Doğrudan öğrenmek daha zor ve çaba gerektiren bir süreçtir; yalnızca kitap okumaktan veya ders dinlemekten çok daha fazla öz disiplin gerektirir. Bu disiplini sağlayabilmek, aşkın öğrencilerin başarıya ulaşmasındaki ilk adımdır.
Taktik, Uçuş Simülatörü Yöntemi: Bazı beceriler her zaman gerçek hayatta birebir uygulanamayabilir. Bu yöntemde önemli olan bilişsel becerilerdir: öğrenilen bilgiyi gerektiğinde kullanmak için doğru karar verebilmek yeteneğidir, mesela uçak simülatöründe uçuş yapmak veya seyahate çıkmadan önce kelime çalışmak yerine, konuşmak pratiği yapmak çok daha faydalıdır.
Öğrenmek sadece bilgi edinmek değil, aynı zamanda bilginin kalıcı hale gelmesidir. Bu beyinde yeni sinir bağlantıları kurmak ve güçlendirmekle oluyor. Tekrarlanan alıştırmalarla pekiştirilen bu bağlantılar, bilgiyi kalıcı bir şekilde hafızamıza yerleştiriyor, öğrendiklerimizi benimsiyoruz; hareket ve tutumlarımız haline geliyor. Boşuna Übung macht Meister yani alıştırma ustalaştırır, dememişler.
Alıştırmaları etkili kılmak için onları hedefe yönelik olarak tasarlamak gerekiyor. Her zaman ulaşılabilir ama sizi zorlayan hedefler koymak, konfor alanınızdan çıkıp gelişmeyi sağlıyor. Mesela yeni bir iş modeli geliştiriyorsanız, teorik bilgileri pratiğe dökerek test edin ve geri bildirim alın.
Çalışma paradoksu, doğru bilinen bir yanlışı önümüze getiriyor. Bilgi edinme sürecinde daha çok çalışmanın her zaman daha iyi öğrenmek anlamına gelmediğini belirtiyor. Young burada, geri getirme sürecinin bilgi yüklemesinden daha etkili olduğunu savunuyor. Bilgiyi geri getirip kullanmaya ağırlık vermek öğreniciye daha sağlıklı bir öğrenme süreci sunuyor.
Geribildirim bilgiyi aktif hale getiriyor, eksik yönlerimizi ortaya koyuyor ve nerede ilerleme kaydetmemiz gerektiğini gösteriyor. Özetle, bilgi sahibi olmak yeterli değil; bu bilgiyi geri bildirimlerle güncel tutmak ve daha iyiye uyarlamak, öğrenmeyi gerçek bir başarıya dönüştürüyor.
Sonuç Geribildirimi: Bu, işin sonunda elde ettiğiniz genel değerlendirmedir.
Bilgilendirici Geribildirim: Bu ise, hatalarımızın veya eksiklerimizin sebebini anlamamıza yardımcı olur.
Geribildiriminizi Nasıl İyileştirebilirsiniz?
Yazar geribildirimi ayırt etmenin yanında ayrıca okuyucuya geribildirimden en verimli şekilde yararlanmak için dört farklı taktik öneriyor:
Taktik, Gürültüyü Önlemek: Aldığınız geribildirimleri değerlendirirken, işinize yaramayan, asıl hedefle ilgisi olmayanları ayıklamalıyız. Bu odak noktamıza hızla ilerlememize yardımcı olur.
Taktik, Zorluğun Nabzını Tutmak: Zorlayıcı ama ulaşılabilir hedefler belirlemek önemlidir. Çok kolay ya da çok zor olmayan hedefler, öğrenme sürecimizi sürdürülebilir kılar ve adım adım ilerlememizi sağlar. Gelişimin, dengeli bir hızla ilerlemesi hedefe ulaşmada büyük fark yaratır. Geribildirimleri değerlendirirken de göz önünde bulundurulmalıdır.
Taktik: Üst Geribildirim: Gelen geribildirimleri bir üst seviyeye taşımak, gelen geri bildirimlerle yetinmemek, uygulamak, bize daha geniş bir perspektif kazandırır.
Taktik, Yoğun ve Hızlı Geribildirim: Young, sürekli ve hızlı geribildirimin öğrenmeyi hızlandırdığını belirtiyor. Hatayı anında fark edip çözmek, bir sonraki adımı daha güçlü atmamızı sağlar. Özellikle kısa süreli projelerde ya da hızlı tempolu süreçlerde hızlı geribildirim almak, öğrenme sürecini daha verimli hale getirir.
Yazarın bu geri bildirim taktikleri, öğrenmenin aslında “açık fikirli bir gelişim süreci” olduğunu hatırlatıyor. Hedeflere ulaşmak ve başarıyı kalıcı kılmak için bu taktikleri öğrenmeli ve uygulamalıyız. Geribildirim almak kadar, bu geribildirimlerle daha iyi bir düzleme ilerlemek önemlidir.
Sızdıran Kovayı Doldurmayın
Young, hafızayı “sızdıran bir kovaya” benzetiyor. Öğrendiklerimiz tıpkı bu kovanın içindeki su gibi hafızamızda kalıyor; ama yenilerini öğrendikçe, eski bilgilerimiz yavaşça sızıp gidiyor. Birçok insanın bilgiye ulaşmaya odaklanıp, onun kalıcılığı üzerine düşünmemesi burada temel hata. Sürekli yeni bilgiyi hafızaya eklemek değil; öğrendiklerimizi yerinde tutmak gerekiyor. Hafızamızı güçlendirmek ve öğrendiklerimizi hatırlayabilmek için ise bazı yöntemleri uygulamak şart!
Unutmayı Nasıl Önleyebilirsiniz?
“Bir öğrenme sürecinin içindeyken ilk hafta öğrendiğiniz şeyleri son hafta yeniden öğrenmenize gerek kalmayacak şekilde nasıl muhafaza edebilirsiniz?”
sorusunu yöneltiyor okuyucuya Young. Unutmayı önlemenin en etkili yolu aralıklı tekrar yapmak en çok öne çıkan yöntemlerden. Yazar yine özgün öğrenme tarzının altını tekrar çizerek hem hedefe ulaşmaya hizmet eden hem de devamlı kullanılabilecek bir yöntem seçmeyi öğütlüyor. Farklı aşkın öğrenme projelerinde kullanılmak üzere aralıklandırmak, işlemselleştirmek, aşırı öğrenmek ve anımsatıcılar gibi hafıza mekanizmalarını kullanmanın faydalarına değiniyor.
Bilgiyi kalıcı hale getirmek savaşarak olur. Scott H. Young, bilgiyi kalıcı hale getirmeyi bir savaş olarak nitelendiriyor. Bu savaşı kazanmak için de geriye dönük hatırlama, düzenli tekrar ve geri getirmek gibi yöntemleri öne çıkarıyor. Zira öğrendiğimiz bilgileri bir kâğıda dökmek, bu bilgileri başkalarına anlatmak veya küçük testlerle kendimizi sınamak hafızamızı taze tutmaya yarıyor. Bu teknikler, öğrendiğimiz bilgileri zihnimizde canlı tutarak unutmanın önüne geçer, yazarın da nitelendirdiği gibi hafızamızı “sızdıran kova” olmaktan çıkarıp bilginin akılda kalıcı hâle gelmesini sağlar.
İLKE: Sezgi, İnşa Etmeden Önce Kazın
Young, bu bölümde öğrenmenin yalnızca bilgi edinmek değil, bilginin özüne inerek sezgisel bir anlayış geliştirmek olduğunu ortaya koyuyor. Öğrenmede sezgisel bir kavrayış edinmek yüzeysel öğrenmek ve ezberlemenin çok daha ötesidir. Öğrenimde sağlam bir temele ulaşmak, bilginin katmanlarını keşfetmekle mümkün olur. Bilgiyi derinlemesine öğrenmek, onu kavramak, ilerleyen aşamalarda sezgi geliştirmemizin anahtarıdır. Yazarın da değindiği üzere, öğrenmenin temeli sağlam olmadığında, bilginin üzerinde inşa edilen her şey kırılgandır. Bu yüzden sezgiyi beslemek için önce bilginin temelini sağlamlaştırmak gerekir.
Sezgiyi geliştirmek, yalnızca bilgiyi almakla değil bilgiyi düzenli olarak sorgulamak ve derinlemesine incelemekle mümkündür. Sezgiyi güçlendirmek için sürekli olarak “Bu bilgi neden doğru?” ya da “Bu bilginin temelinde ne var?” gibi sorular sormak gerekir. Bu şekilde bilgi yalnızca yüzeyde kalmaz, derinleşir, bir anlayışa dönüşür. Bilgiyi gerçek anlamda kavramak için onu çeşitli açılardan düşünmek, farklı senaryolarda nasıl işleyeceğini analiz etmek sezgiyi artırır. Young, bilgiyi yalnızca ezberlemek yerine bu tür sorgulamalarla bilgiye yaklaşmanın sezgiyi geliştirdiğini savunuyor. Bilgiyi yeniden yorumlamak, bağlantılar kurmak, olayları ve kavramları bir bütün halinde değerlendirmek yani bilgiye sorgusuz bir cümleler bütünü değil bir bağlam katabilmek yetisi, sezgileri güçlendirir. Böylece öğrenmeyi kalıcı hâle getirir. Feynman gibi büyük düşünürlerin yöntemleri üzerinden sunduğu bu öneriler, öğrenmeyi bir adım ileri taşıyor.
İLKE: DENEYİMLEMEK, Konfor Alanınızın Dışını Keşfedin
Yazarın “Deneyimlemek” adını verdiği ilke, bilgiye farklı açılardan yaklaşarak ve yeni şeyler deneyerek ustalaşmanın en etkili yollarından biridir. Peki, öğrendiğimiz bilgiyi nasıl daha iyi deneyimleyebiliriz? Bu bölümde Young, öğrenmeye deney odaklı bir bakış açısıyla yaklaşmanın faydalarını ve farklı deneyimlemek yöntemlerini anlatıyor.
Van Gogh Resim Yapmayı Nasıl Öğrendi?
Aşkın öğrenim yöntemleri her ne kadar teknolojinin ilerlemesiyle dönüşüp katlansa da aslında teknolojiden bağımsız tarih boyunca birçok önemli şahsiyetin çalışma noktalarında yer edinmiş. Buna en iyi örnek deneyleme ilkesi ve Van Gogh diyebiliriz. Van Gogh ressamlıkta ustalığa ulaşmadan önce birçok farklı tarz ve teknikle deney yaparak kendi sanatsal yolculuğunu yaşamış. Yazar, Van Gogh’un çeşitli resim akımlarını sürekli deneyerek kendini geliştirdiğini anlatır. Van Gogh, tek bir tarza bağlı kalmak yerine farklı yaklaşımlarla çalışmış, resme farklı yönlerden bakarak tarzını bulmuş. Bu arayış pratiği onun sanatsal becerilerini oldukça geliştirmiş. Buradan yola çıkan Young’a göre, yeni şeyler denemekten çekinmemek ve kendimizi farklı alanlarda sınamak, tıpkı Van Gogh gibi size de ustalığa giden yolu açar.
Deneyimlemek Ustalığın Anahtarıdır, çünkü her deneme aşkın öğrencinin farklı alanlarda kendisini keşfetme şansı demektir. Öğrenmek, sadece bilinen “güvenli” alanlarla sınırlı kalmak değil, farklı yöntemleri test edebilmek yetisi gerektiriyor. Ustalığa ulaşmak için, bilgiyi keşfetmek ve onu yeni deneyimlerle zenginleştirmek önemlidir.
Öğrenmek Kaynaklı Deneyim Kazanmak: Bu, farklı kaynaklardan yeni bilgiler alıp deneme yapmak anlamına gelir. Örneğin, farklı kaynaklardan araştırma yaparak veya değişik teknikleri okuyarak öğrendiklerinizi pratiğe dökmek, bilgi zenginliği sağlar.
Teknikle Deneyim Kazanmak: Teknik denemeler, belirli bir konuda farklı teknikleri kullanarak yapılan denemelerdir. Örneğin, yazı yazarken yeni anlatım yöntemleri uygulayabilirsiniz. Bu çeşitlendirmeye yönelik denemeler, bilgiyi teknik olarak geliştirmek için ideal bir yöntemdir.
Deneyimleme yaparken öncelikle neyi geliştirmek istediğinizi belirlemek önemlidir. Deneme yanılma sürecinde hangi yöntemlerin işe yarayacağını ve ne gibi sorunlarla karşılanacağını kestirmek ve bu sorunları çözmek için olası yollar aranmalıdır. Young ayrıca, belirli hedefler doğrultusunda yapılan deneylerin öğrenme sürecini daha verimli hâle getirdiğini belirtiyor. Örneğin, yabancı bir dili öğreniyorsanız her gün küçük denemeler yaparak öğrendiklerinizi test edebilirsiniz. Deneyler, büyük adımlarla değil küçük ve düzenli uygulamalarla yapıldığında daha etkili sonuçlar doğurur.
Deneyimleme süreci her zaman belirli bir sonuca ulaşmayı temin etmeyebilir ama belirsizlikler içinde yeni şeyler keşfetmeyi sağlar. Young, öğrenim sürecinde belirsizlikten korkmadan adım atmanın, deney yaparak ustalığa ulaşmanın bir parçası olduğunu anlatır. Belirsizlik içinde yapılan her deney, kişiye yeni şeyler öğrenmek fırsatı sunar. Bu da süreci renkli ve verimli kılar.
Aşkın Öğrenme, öğrenmek tutkusu olan herkesin ilgisini çekecek ilham verici bir rehber niteliğinde. Young, geleneksel eğitimin aşıladığı öğrenim yöntemlerinin eksiklerini detaylıca açıklayarak öğrencilere aşkın öğrenmek adını verdiği daha etkili, yoğun ve hedef odaklı bir öğrenim tarzını bilimsel verilerle anlatıyor. Kitap boyunca, derinlemesine öğrenmenin herkes için ulaşılabilir olduğunu vurguluyor: “Öğrenmeyi hızlandırmak için kendi yolunuzu çizin, sizi asıl zorlayan alanlara cesurca dalın.” Bu sözlerle Young, öğrenme sürecini daha verimli hale getirmenin yalnızca tekniklerle değil, kişinin kendine ve öğrenme sürecine duyduğu ilgiyle bağlantılı olduğunu ifade ediyor.
Ben şunu anladım ki öğrenim işi kendini disipline etmeyi gerektiriyor ve öncelikle çocukluktan başlayarak herkese bu disiplini kazandırmamız şart! Eğitimi değil ama öğrenmeyi öğrenmek ve bu konuda ısrarcı olmak şart.
YASAL UYARI BIST isim ve logosu “Koruma Marka Belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından…
DevamıTRT 1 ekranlarının fenomen dizisi Teşkilat, 15 Haziran Pazar akşamı yayınlanan sezon finaliyle televizyon tarihine geçecek anlara imza attı. Haftalardır merakla beklenen Altay ve Kraliçe (Kate) yüzleşmesi, izleyicinin nefesini kesen bir zeka oyunu ve “ters köşe” ile son…
Devamı