
Siyahi düşmanı Ku Klux Klan çetesinin katliamlar yaptığı, içki yasağının olduğu, 1930’ların Louisiana’sında, babalarını öldürdükten sonra Chicago’ya kaçan, ünlü gangster Al Capone için çalışan, 1. Dünya Savaşı’nda asker olarak cepheye giden ikizler Smock ve Stack yıllar sonra Mississipi’ye yeniden dönerler. Siyahilerin pamuk tarlalarında, plantasyonlarda çalıştığı Louisiana’da yemek, içki, müzik, kumarın olduğu bir kulüp açıp para kazanmak isteyen ikizler, eski sevgilileri, tanıdıklarıyla birlikte işe girişirler. Açılış gecesi muhteşemdir, blues müziğinin ritmiyle transa geçiş sahnesinde Coogler, griot’undan rapçisine, dansçı, koreograf, aktivist Alvin Ailey’in modern dansını da katarak geçmişin ve geleceğin ruhlarını aynı mekânda toplar. Bu ateşli, sıcak gecede ikizlerin kuzeni Sammie’nin blues söylemesiyle kendilerinden geçen siyahileri şeytanlar ziyaret eder.
VAMPİRLERİN ZİYARETİ
Sammie’nin rahip babasının “Bütün gün şeytanla dans edersen seni ziyaret eder” sözü gerçekleşir bu ziyaret çok daha tehlikelidir, çünkü ziyaretçiler şeytanlar değil vampirlerdir. Soluk benizliler, beyaz adamlar beyaz ve ırkçı Amerika’nın metaforlarıdır. Coogler, doğaüstü gerilimle vampir filmi türlerini karıştırarak uzun yıllar süren köleliği, sömürgeciliği, özellikle Amerika’nın güneyindeki koyu ırkçılığı eleştirir. Gözde oyuncusu Michael B. Jordan gangster ikizler Smock ve Stake’i başarıyla canlandırır. Yönetmen, korku filmlerinin ustası John Carpenter, Alacakaranlık kuşağı serisinin The Last Rites of Jeff Myrtlebank (1962) bölümünden, Stephen King’in Salem kitabından etkilendiğini açıklar.
IMAX ve ultra vision teknolojisiyle filmini çeken Coogler manzaraların görkemini yansıtırken karakterlerinin hümanist boyutlarını da vurgular. 1930’ların ağır atmosferini doğaüstü öğelerle ustaca iç içe geçiren yönetmen yetkin bir görselliğe ulaşır. Görüntü, müzik, yapım tasarımları çok başarılıdır. Michael B. Jordan, Miles Caton, Hailee Stanfield, Wunmi Mosaku, Delroy Lindo oynadığı doğaüstü gerilimvampir filmi Günahkârlar gösterime girdi.
VATAN MI AŞK MI?
George Woodhouse
ve karısı Kathyrn Britanya Ulusal
Siber Güvenlik Merkezi’nin efsane
ajanlarıdır. George’a teşkilatın içinde bir
köstebek olduğu, en kısa zamanda bu olayı çözmesi
emredilir. Suçlanan listede Kathyrn de olduğu için
George’u zorlu bir görev beklemektedir.
Vatanına mı yoksa çok sevdiği Kathyrn’e
mi sadık kalacaktır? Steven Soderbergh’in ajan parodisi Kara Torba Operasyonu her
ne kadar İngiltere’de geçse de bir 007 James Bond filmi değildir, ama eski Bond Pierce
Brosnan merkezin baş yöneticisi rolündedir. Çeşitli güdümlemeler, aldatmalar, yalanlar
çevresinde kedi fare oyunları oynanır, tam entrika çözülecekken yönetmen izleyiciyi ayrı
bir yöne sürükler. Soderbergh’in stilize sinematogrifisi gerilimi, alaycılığı, mizahı
alabildiğine yansıtır (Zürih’teki dronla izleme sahnesi), edebi, süslü püslü
diyaloglar bolcadır. Ana mekânlar Woodhouse’ların lüks daireleri,
göl kenarındaki malikaneleri, psikoloji servisi, yalan makinesi
ve operasyon odalarıdır.
Etik gözetilmez, ajanlar sürekli ‘kara
torba’ diyerek yalan söylerler, herkes her şeyi bilir ama
bilmemezlikten gelir. Cate Blanchett, Michael Fassbender,
Tom Burke, Naomie Harris’in oynadığı Kara Torba
Operasyonu geleneksel ajan filmlerine hiç
benzemiyor.
Kaynak Cumhuriyet