Bikonu

Yazar Güray Süngü Türkiye Tasarım Vakfı’nda okurlarıyla bir araya geldi: ‘Delirmeler Sarayı’ romanını tanıttı Yazar Güray Süngü Türkiye Tasarım Vakfı’nda okurlarıyla bir araya geldi: ‘Delirmeler Sarayı’ romanını tanıttı

Süngü, burada yaptığı konuşmada, roman ya da şiir yazmanın, bir resim yapmanın büyük bir haz olduğunu söyledi.

“Delirmeler Sarayı” romanının yazım biçiminin ilk bakışta üçüncü bir tür gibi görünse de aslında ikinci türün bir versiyonu olarak ortaya çıktığını belirten Süngü, “Müthiş bir romancı öngörüsüyle bilinçli bir şey yapıyormuşum gibi değil, tamamen çaresizlikten böyle oldu. Romanı bitirdikten sonra üzerinde uzun süre çalışmam gereken birçok nokta vardı fakat hiçbir zaman kesintisiz 6 ayımı bu romana ayıracak fırsatım olmadı” diye konuştu.

Emekli olduktan sonra vakti olunca romana geri döndüğünü aktaran Süngü, şunları kaydetti:

Yazar Güray Süngü, şiir, roman ya da resim gibi bir eser ortaya koymanın bir haz olduğunu dile getirerek, “Bunu bazı insanlar asla anlamaz. Delirmeler Sarayı’nı yazmak da benim için çok büyük bir hazdı. Bir sonraki haz ise eserin muhatabına ulaşmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul’un sur içi mahallelerinde büyüdüğünü ve çocukluğunun Ayasofya ile Sultanahmet’in gölgesinde geçtiğini anlatan Süngü, çok katmanlı şehir hafızasının, romanın mekan ve atmosfer kurgusunda belirleyici bir rol oynadığını vurguladı.

“Delirmeler Sarayı” romanı, İstanbul’un eski sokaklarındaki bir konakta geçen ve felçli yazar İhsan Zahir, ona bakan Hakan, kağıtçı Arif ile bir kitabın izini sürerek bu dünyanın eşiğine gelen üniversite öğrencisi Selim etrafında örülen yoğun bir gerilimi konu alıyor.