
Fotoğraf: Arşiv
Birbirini tamamlayan Filistin filmleri seçkisiyle açılış yapan TRT Belgesel Ödülleri ve Boğaziçi Film Festivali, İngiliz işgalinden günümüzde yaşanan katliamları gözler önüne serdi. Hind Receb’in Sesi ve Filistin 36 filmlerinin yapımcılarından Sawsan Esfari, filmlerin kendileri için bir direniş aracı olduğunu belirterek, “Kültür sanat alanında elimizdeki silahlarımız da bunlar” dedi.
16. TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri ve 13. Boğaziçi Film Festivali’nde Filistin filmleri birbirini tamamlayan bir seyir sunuyor. Özellikle açılış filmleri, Filistin’in öncesini ve sonrasını anlatması bakımından önemli. Bu sene, “Kimin Hikayesi Kimin Gerçeği” temasıyla düzenlenen Belgesel Ödül Programı’nın açılış filmi Annemarie Jacir’in yönetmenliğini yaptığı “Hind Receb’in Sesi” oldu. Boğaziçi Film Festivali’nde ise yine Jacir’in yönettiği “Filistin 36” filmi, İngilizlerin Filistin’i işgalini anlatarak, bugünlere nasıl gelindiğini gözler önüne serdi. Her iki filmin uygulayıcı yapımcısı Sawsan Esfari ve “Hind Receb’in Sesi” filminde etkileyici bir oyunculuk sunan Saja Kilani Yeni Şafak’a konuştu.
KÜÇÜK KIZIN HİKAYESİNİ DUYURMAK İSTEDİK
Filistinliler olarak soykırıma uğradıklarını ifade eden Yapımcı, “Hind Receb’in Sesi” filmiyle ilgili şunları söyledi: “Yönetmen bu olayı ilk duyduğunda çok etkilendi ve küçük kızın hikayesini dünyaya duyurmak istedi. Filistinliler çok uzun yıllardır insan değillermiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Haberlerde Filistinlilerin yaşadıkları bireyselleştirilerek aktarılmıyor. Soykırımın mağdurlarının kimler olduğunu göstermemiz için kendi anlatımızı ortaya koymamız gerekiyordu. 6 yaşında bir kızın yaşadıkları doğal olarak bütün dünyanın tepki göstereceği bir öyküydü.”
FİLİSTİN FİLMLERİNİ DAĞITMAKTAN KORKUYORLAR
Son yıllarda Filistin filmlerinin uluslararası festivallerde başarı elde etmesiyle ilgili de konuşan Esfari, “Filistin’de film yapımcıları 1950’lerden beri film üretiyor. Geçmişteki filmler mesajlara odaklanıyordu. Ancak bugünlerde çeşitlilik arttı ve gündelik yaşama dair filmler öne çıkmaya başladı. Tabii ki gündelik yaşam, işgalin getirdiği zorluklar ve trajediler etrafında dönüyor. Bu ortaya çıkmaya başladıkça daha çok yankı buldu. Filistin film yapımcıları diğer ülkelerdeki gibi bir devlet desteğine sahip değiller. Dolayısıyla hem maddi olarak hem de filmlerin dağıtımında destek olunması son derece önemli. Çünkü batıdaki dağıtıcıların birçoğu önlerine çok iyi bir Filistin filmi gelse bile dağıtımı noktasında korkuyor. Filmlerimiz bizim için direniş aracı. Kültür sanat alanında elimizdeki silahlarımız da bunlar” diye konuştu.
Hind’e sarılmak isterdim
355 kurşunla soykırımcı İsrail tarafından bir aracın içinde ailesiyle birlikte öldürülen Hind Receb, Filistin Kızılay Derneği’ni arayarak, “Gece yaklaşıyor. Çok korkuyorum, lütfen gelip beni alın!” demişti. Tüm dünyanın bir ses kaydıyla öğrendiği bu korkunç olay, “The Voice of Hind Rajab” ismiyle beyaz perdeye aktarıldı. Şehit olan akrabalarının arasında sıkışıp kalan Hind Recep’le uzun süre telefonda konuşarak onu oyalamaya çalışan Kızılay gönüllüsü rolünü oynayan Filistin asıllı Ürdünlü oyuncu Saja Kilani, Hind Receb’in yaşadığı gibi olayların hiç olmadığı bir dünyada yaşamak istediğini belirtti. Hind kurtulabilseydi önce ona sarılmak estiğini aktaran Kilani, “Film çekilirken de ona sarılıyormuşum gibi hissettim. Olabildiğince çok insanın bu filmi izlemesi gerekiyor. Hind’in annesi bu hikâyenin anlatılmasını istedi çünkü Hind’in kendi hikayesinin çok ötesinde bir şey” ifadelerini kullandı.
KÜÇÜK KIZIN HİKAYESİNİ DUYURMAK İSTEDİK
Filistinliler olarak soykırıma uğradıklarını ifade eden Yapımcı, “Hind Receb’in Sesi” filmiyle ilgili şunları söyledi: “Yönetmen bu olayı ilk duyduğunda çok etkilendi ve küçük kızın hikayesini dünyaya duyurmak istedi. Filistinliler çok uzun yıllardır insan değillermiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Haberlerde Filistinlilerin yaşadıkları bireyselleştirilerek aktarılmıyor. Soykırımın mağdurlarının kimler olduğunu göstermemiz için kendi anlatımızı ortaya koymamız gerekiyordu. 6 yaşında bir kızın yaşadıkları doğal olarak bütün dünyanın tepki göstereceği bir öyküydü.”
FİLİSTİN FİLMLERİNİ DAĞITMAKTAN KORKUYORLAR
Son yıllarda Filistin filmlerinin uluslararası festivallerde başarı elde etmesiyle ilgili de konuşan Esfari, “Filistin’de film yapımcıları 1950’lerden beri film üretiyor. Geçmişteki filmler mesajlara odaklanıyordu. Ancak bugünlerde çeşitlilik arttı ve gündelik yaşama dair filmler öne çıkmaya başladı. Tabii ki gündelik yaşam, işgalin getirdiği zorluklar ve trajediler etrafında dönüyor. Bu ortaya çıkmaya başladıkça daha çok yankı buldu. Filistin film yapımcıları diğer ülkelerdeki gibi bir devlet desteğine sahip değiller. Dolayısıyla hem maddi olarak hem de filmlerin dağıtımında destek olunması son derece önemli. Çünkü batıdaki dağıtıcıların birçoğu önlerine çok iyi bir Filistin filmi gelse bile dağıtımı noktasında korkuyor. Filmlerimiz bizim için direniş aracı. Kültür sanat alanında elimizdeki silahlarımız da bunlar” diye konuştu.
Hind’e sarılmak isterdim
355 kurşunla soykırımcı İsrail tarafından bir aracın içinde ailesiyle birlikte öldürülen Hind Receb, Filistin Kızılay Derneği’ni arayarak, “Gece yaklaşıyor. Çok korkuyorum, lütfen gelip beni alın!” demişti. Tüm dünyanın bir ses kaydıyla öğrendiği bu korkunç olay, “The Voice of Hind Rajab” ismiyle beyaz perdeye aktarıldı. Şehit olan akrabalarının arasında sıkışıp kalan Hind Recep’le uzun süre telefonda konuşarak onu oyalamaya çalışan Kızılay gönüllüsü rolünü oynayan Filistin asıllı Ürdünlü oyuncu Saja Kilani, Hind Receb’in yaşadığı gibi olayların hiç olmadığı bir dünyada yaşamak istediğini belirtti. Hind kurtulabilseydi önce ona sarılmak estiğini aktaran Kilani, “Film çekilirken de ona sarılıyormuşum gibi hissettim. Olabildiğince çok insanın bu filmi izlemesi gerekiyor. Hind’in annesi bu hikâyenin anlatılmasını istedi çünkü Hind’in kendi hikayesinin çok ötesinde bir şey” ifadelerini kullandı.
FİLİSTİN FİLMLERİNİ DAĞITMAKTAN KORKUYORLAR
Son yıllarda Filistin filmlerinin uluslararası festivallerde başarı elde etmesiyle ilgili de konuşan Esfari, “Filistin’de film yapımcıları 1950’lerden beri film üretiyor. Geçmişteki filmler mesajlara odaklanıyordu. Ancak bugünlerde çeşitlilik arttı ve gündelik yaşama dair filmler öne çıkmaya başladı. Tabii ki gündelik yaşam, işgalin getirdiği zorluklar ve trajediler etrafında dönüyor. Bu ortaya çıkmaya başladıkça daha çok yankı buldu. Filistin film yapımcıları diğer ülkelerdeki gibi bir devlet desteğine sahip değiller. Dolayısıyla hem maddi olarak hem de filmlerin dağıtımında destek olunması son derece önemli. Çünkü batıdaki dağıtıcıların birçoğu önlerine çok iyi bir Filistin filmi gelse bile dağıtımı noktasında korkuyor. Filmlerimiz bizim için direniş aracı. Kültür sanat alanında elimizdeki silahlarımız da bunlar” diye konuştu.
Hind’e sarılmak isterdim
355 kurşunla soykırımcı İsrail tarafından bir aracın içinde ailesiyle birlikte öldürülen Hind Receb, Filistin Kızılay Derneği’ni arayarak, “Gece yaklaşıyor. Çok korkuyorum, lütfen gelip beni alın!” demişti. Tüm dünyanın bir ses kaydıyla öğrendiği bu korkunç olay, “The Voice of Hind Rajab” ismiyle beyaz perdeye aktarıldı. Şehit olan akrabalarının arasında sıkışıp kalan Hind Recep’le uzun süre telefonda konuşarak onu oyalamaya çalışan Kızılay gönüllüsü rolünü oynayan Filistin asıllı Ürdünlü oyuncu Saja Kilani, Hind Receb’in yaşadığı gibi olayların hiç olmadığı bir dünyada yaşamak istediğini belirtti. Hind kurtulabilseydi önce ona sarılmak estiğini aktaran Kilani, “Film çekilirken de ona sarılıyormuşum gibi hissettim. Olabildiğince çok insanın bu filmi izlemesi gerekiyor. Hind’in annesi bu hikâyenin anlatılmasını istedi çünkü Hind’in kendi hikayesinin çok ötesinde bir şey” ifadelerini kullandı.
Hind’e sarılmak isterdim
355 kurşunla soykırımcı İsrail tarafından bir aracın içinde ailesiyle birlikte öldürülen Hind Receb, Filistin Kızılay Derneği’ni arayarak, “Gece yaklaşıyor. Çok korkuyorum, lütfen gelip beni alın!” demişti. Tüm dünyanın bir ses kaydıyla öğrendiği bu korkunç olay, “The Voice of Hind Rajab” ismiyle beyaz perdeye aktarıldı. Şehit olan akrabalarının arasında sıkışıp kalan Hind Recep’le uzun süre telefonda konuşarak onu oyalamaya çalışan Kızılay gönüllüsü rolünü oynayan Filistin asıllı Ürdünlü oyuncu Saja Kilani, Hind Receb’in yaşadığı gibi olayların hiç olmadığı bir dünyada yaşamak istediğini belirtti. Hind kurtulabilseydi önce ona sarılmak estiğini aktaran Kilani, “Film çekilirken de ona sarılıyormuşum gibi hissettim. Olabildiğince çok insanın bu filmi izlemesi gerekiyor. Hind’in annesi bu hikâyenin anlatılmasını istedi çünkü Hind’in kendi hikayesinin çok ötesinde bir şey” ifadelerini kullandı.
Kadıköy’de dehşet anlarının görüntüsü ortaya çıktı: Genç kadının yüzüne kolonya döküp böyle yaktı Kadıköy’de dehşet anlarının görüntüsü ortaya çıktı: Genç kadının yüzüne kolonya döküp böyle yaktı
Kadıköy’de dehşet anlarının görüntüsü ortaya çıktı: Genç kadının yüzüne kolonya döküp böyle yaktı Hayat / Aktüel 10 Kasım, Pazartesi Olay, geçtiğimiz günlerde Kadıköy Caferağa Mahallesi’nde bulunan bir eğlence mekanının önünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Gözde Yılmaz (33)…
DevamıFilm platosunda ara tatil atölyeleri Film platosunda ara tatil atölyeleri
Sonraki haber Platoların ziyaret edilen mekanları İnegöl Kalesi, Ürgenç Çarşısı, Marmaracık Kalesi, Yenişehir Çarşısı, Kulucahisar Kalesi, Harzemşah Sarayı, Söğüt ve Kayı Obası bölümlerinden oluşuyor. “Diriliş Ertuğrul”, “Kuruluş Osman” ve “Destan” gibi birçok tarihi diziye ev sahipliği yapan Bozdağ…
Devamı









