Trump’ın amacı ne? Nükleer kâbus geri mi dönüyor?

Türkiye’nin yoğun dış politika gündeminde çok ön plana çıkmayan ama dünyada çokça tartışılan açıklama Başkanı Donald Trump’dan geldi: ABD, 33 yıl aradan sonra nükleer silah testlerine yeniden başlıyor.

Trump, 30 Ekim’de sosyal medya üzerinden yaptığı bir bildirimde, “Diğer ülkelerin yürüttüğü test programları nedeniyle Savaş Bakanlığı’ndan nükleer silahlarımızı test etmeye başlamasını talep ettim. Bu süreç derhal başlayacak” açıklamasını yaptı.

ABD, en son nükleer silah testini 1992’de yapmıştı.

Trump’ın talimatının yerine getirilmesi durumunda nükleer silaha sahip diğer ülkelerin de bu adımı takip etmesi ve Soğuk Savaş döneminde yaşanan “nükleer kâbusun” yeniden hortlaması dünya çapında kaygı yarattı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü Farhan Haq, Trump’ın talimatı ile ilgili olarak aynı gün yaptığı açıklamada, “Mevcut nükleer riskler zaten endişe verici düzeyde yüksek. Yanlış hesaplamalara veya felaketle sonuçlanacak tırmanmalara yol açabilecek her türlü eylemden kaçınılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Sözcü, son 80 yılda 2 binden fazla nükleer deneme yapıldığını, bunun yıkıcı mirasının unutulmaması ve hiçbir koşulda yeni nükleer denemelere izin verilmemesi gerektiğini kaydetti.

Ancak ABD yönetimi, BM ve diğer uluslararası örgütlerden gelen açıklama ve telkinlerden etkilenmemiş görünüyor.

Savaş Bakanı Pete Hegseth, Trump’ın talimatından bir gün sonra yaptığı açıklamada, nükleer silah testi için hızla ilerlediklerini kaydederken, “Bence elinizdekileri bilir ve düzgün çalıştığından emin olursanız, nükleer çatışma olasılığı azalır” değerlendirmesini yaptı.

TRUMP NEDEN BU TALİMATI VERDİ?

ABD Başkanı Trump’ın nükleer silah test etme talimatının nedenleri arasında ile artan gerilim var.

Devlet Başkanı Vladimir Putin, 26 Ekim’de Rus silahlı kuvvetlerinin Burevestnik adı verilen yeni nükleer enerjili seyir füzesinin başarıyla test edildiğini dünyaya ilan etti.

Kullandığı nükleer reaktör sayesinde çok daha uzun uçuş süresi ve menzile sahip olan Burevestnik’i “dünyada başka hiç kimsenin sahip olmadığı eşsiz bir silah” olarak tanıtan Putin, bu silahın mevcut ve gelecekteki tüm füze savunma sistemlerinden kaçma yeteneğine sahip olduğunu da iddia etti.

Putin’in bu silahı dünyaya duyururken askeri üniforma giymiş olması da Rusya’nın karşıtlarına verilmiş bir mesaj olarak değerlendirildi.

Rus lider, Burevestnik’ten üç gün sonra da nükleer kapasiteli su altı insansız hava aracı Poseidon’un tanıtımını yaptı. Bu iki silah, Rusya’nın 2018’de geliştirdiğini duyurduğu 6 stratejik silah projesi arasında. Aynı kapsamdaki diğer bir proje olan Kinjal hipersonik füzeleri ise Ukrayna’da kullanılmaya başlandı.

Putin’in geçen hafta yaptığı duyurumlarla Rusya’nın 3.5 senedir süren Ukrayna’yı işgal girişiminde hala güçlü ve savaşı istediği gibi devam ettirebileceği mesajını vermek istediği kaydediliyor.

WASHINGTON-MOSKOVA GERİLİMİ ARTIYOR

ABD Başkanı Trump, Rusya’dan gelen bu haberlere tepkisini aynı gün ifade etmişti.

“Bir haftada bitmesi gereken savaş dördüncü yılına girdi. Füze denemek yerine savaşı sona erdirmeli” diyen Trump, hemen ardından ABD’nin nükleer silah test etmeye başlaması talimatını verdi.

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth de Budapeşte’de yapılması öngörülen ama ertelenen Trump-Putin zirvesinin kesin olarak iptal edildiğini 31 Ekim günü ilan etti.

Putin’in sözcüsü Dimitri Peskov, Rusya’nın son gerçekleştirdiği testlerin “nükleer silah testi” olmadığını, ancak bir ülkenin mevcut moratoryumu ihlal etmesi durumunda Rusya’nın testlere yeniden başlayacağını kaydetti.

İki ülke ilişkilerinin gerilmesine neden olan bu gelişmeler Trump’ın Putin’e Ukrayna savaşında ateşkese yanaşmamasından duyduğu tepkinin arttığı bir döneme denk gelmesi açısından da önemli.

Trump, Avrupalı müttefiklerinin telkini ve tepkisine karşın Putin ile 15 Ağustos’ta Alaska’da ikili bir zirve gerçekleştirmiş ancak Kremlin’den beklediği adımları görmemişti.

Ekim ayında Putin ile telefonda uzun bir görüşme gerçekleştiren Trump, Putin ile Budapeşte’de görüşme kararını aldıklarını açıklamış ancak Moskova’dan gelen ateşkes olmayacağına ilişkin mesajların ardından bu görüşme de askıya alınmıştı.

NÜKLEER TEHDİT SÜRÜYOR

Dünyada en son nükleer silah testini 2017 senesinde Kuzey Kore’nin yaptığı biliniyor. Son 25 senede nükleer silaha sahip ülkeler arasında test gerçekleştiren olmadı.

İkinci Savaşı’nın sonunda Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombası atan ABD, dünyada bu tür kitle imha silahlarını ilk kez kullanan ülke oldu.

Soğuk Savaş boyunca ABD liderliğindeki Batı ittifakı ile SSCB liderliğindeki Demir Perde ülkeleri, nükleer caydırıcılık ilkesine dayalı bir savunma ve silahlanma politikası izlediler. Bu dönem boyunca nükleer silahlara sahip ülkeler, yerin altında, atmosferde ya da okyanuslarda iki bine yakın test yaptılar.

1968 tarihli Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’yla (NPT) nükleer silahlara ilişkin ilk küresel düzen oluşturulmaya çalışıldı. Bu anlaşmaya imza atan ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere, nükleer silaha sahip ülkeler olarak tanımlanıyorlar. Bu anlaşmaya imza atmayan ama nükleer silah sahibi olduklarını ilan eden ülkeler ise Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore. İsrail’in de nükleer silaha sahip olduğu biliniyor.

Soğuk Savaş sonrasında nükleer silahlanma yavaşladı ancak bu ülkeler nükleer silah teknolojilerini geliştirmeye devam ediyorlar.

1996’da yılında Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Antlaşması (CTBT) imzaya açıldı ama başta ABD, Çin ve Rusya olmak üzere birçok ülkenin onaylamaması nedeniyle yürürlüğe girmedi.
Bu da nükleer silah test etmenin önünde uluslararası hukuk açısından zorlayıcı bir engel olmamasına neden oluyor.

HANGİ ÜLKEDE NE KADAR NÜKLEER BAŞLIK VAR?

ABD Başkanı Trump, nükleer silah test etme talimatını verdikten sonra yaptığı açıklamalarda, ABD’nin açık ara en çok nükleer silaha sahip olduğunu kaydetti.

Amerikan Başkanı, “Muazzam yıkıcı gücü nedeniyle bunu (nükleer silahları) elde etmekten nefret ettim ama başka seçeneğim yoktu. Rusya ikinci, Çin ise uzak bir üçüncü sırada ancak 5 yıl içinde eşitlenecekler” dedi ve ABD’nin bu süreci devam ettirmek zorunda olduğunu kaydetti.

Amerikan Bilimadamları Federasyonu’na göre ABD’nin nükleer silah cephaneliği 3 bin 700 nükleer başlıktan oluşuyor ve bunlardan bin 700’ü konuşlandırılmış durumda. Federasyona göre ABD, son yıllarda nükleer silah kapasitesini kullanmaya dönük çalışmalarını artırmış durumda.

Nükleer silah kullanma planlarını yenileyen, nükleer denizaltı faaliyetlerini artıran ve NATO nükleer silah koruma tatbikatlarına katılan ABD’nin özellikle Çin’in nükleer silahlanma programından kaygılandığı ve yanıt verdiği kaydediliyor.

Nükleer Silahların Tamamen Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Kampanya (ICAN) isimli uluslararası kuruluşa göre ise ABD’nin nükleer başlık sayısı 5 bin 277. Bu rakam Rusya için ise 5 bin 449. İki ülke dünyadaki toplam nükleer silahın yaklaşık yüzde 90’ına sahip. Rusya, Ukrayna savaşının başlamasının ardından birçok kere nükleer silah tehdidiyle karşılaşması durumunda bu silahları kullanabileceği tehdidinde bulunmuştu.

Ukrayna, SSCB döneminde kalan nükleer silahları bağımsızlığını ilan ettikten sonra Rusya’ya iade etmişti.

Listede Çin 600, Fransa 290 başlıkla yer alıyor. Hiçbir zaman resmi olarak nükleer silaha sahip olduğunu ilan etmeyen İsrail’in de 90 adet nükleer bombaya sahip olduğu ICAN verilerinde yer alıyor.

Kaynak: NTV

Lionel

Yazıya tutkuyla bağlı olan Lionel, At gözlüklerini çıkarıp çevresine bakiyor ve gördüklerini Bikonu.com’da gündemi farklı bir bakış açısıyla ele alıyor. Analitik yaklaşımı, sade dili ve dikkat çekici yorumlarıyla okurların ilgisini çekmeyi başarıyor. İlgi alanları arasında güncel haberler, kültür, toplum ve insan hikâyeleri yer alıyor.

İlgili Yazılar

2026’da kullanılacak yüzde 25,49 zamlı yeni trafik cezaları
  • Kasım 3, 2025

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), ekim ayı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verilerini paylaşmasıyla 12 aylık ortalamaya göre “Yeniden Değerleme Oranı” da yüzde 25,49 olarak netleşti. Buna göre trafikte en düşük ceza tutarı (emniyet kemeri takmama) 1.245 TL’ye, en yüksek ceza ise…

Devamı

Devamı
Kazada ölen Engin Çağlar’ın oğlu: Babam Atatürk’ün öldüğü ayda ölmek isterdi
  • Kasım 3, 2025

Engin Çağlar, Şişli’de bir motosiklet çarpması sonucu hayatını kaybetti. Oğlu Eser Övet, babasının kasım ayında ölmek istediğini ve bu isteğinin gerçekleştiğini belirtti. Sanatçının cenazesine birçok ünlü isim ve sevenleri katıldı. AI özetimiz yardımcı oldu mu? Bize bildirin. Türk…

Devamı

Devamı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir