Bikonu

Fransız filozof Claude Romano İstanbul’da kitapseverlerle buluştu: Tüm bilgim çevremden ve ulaştığım kitaplardan Fransız filozof Claude Romano İstanbul’da kitapseverlerle buluştu: Tüm bilgim çevremden ve ulaştığım kitaplardan

Fransız yazar ve filozof Claude Romano, "Edebiyat ve Felsefe Üzerine" başlıklı söyleşiye konuk oldu.

Fransız yazar ve filozof Claude Romano, “Edebiyat ve Felsefe Üzerine” başlıklı söyleşiye konuk oldu.

Fransız yazar ve filozof Claude Romano, “Edebiyat ve Felsefe Üzerine” başlıklı söyleşiye konuk oldu. “Edebiyat ve Felsefe Üzerine” başlıklı söyleşiye katılan ödüllü yazar, William Faulkner’ın edebi temsil anlayışı ile edebiyat ve felsefe arasındaki organik ilişkiyi anlattı. Romano konuşmasında, Türkçe tercümesi Ketebe Yayınlarından çıkan ‘Yaşamın Ezgisi’ adlı kitabına da değindi.

Ketebe Yayınları tarafından Beyoğlu’ndaki Robinson Crusoe 389 Kitabevi’nde düzenlenen etkinlikte konuşan Romano, yazar William Faulkner’ın edebi temsil anlayışı ile edebiyat ve felsefe arasındaki organik ilişkiye dair görüşlerini paylaştı.

Felsefenin evrensel bir konsept olduğunu ancak bireyselleşmeyle de sıkı bağları bulunduğunu ifade eden Fransız yazar, sosyal medyanın algılar üzerindeki etkisine dair sorulara da cevap verdi.

“Tüm bilgim çevremden ve ulaştığım kitaplardan”

Claude Romano, dikkatin yok olmasına ve kendi kuşağının bu konudaki avantajlarına ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:

  • “Bilgisayarların, telefonların ve diğer araçların olmadığı bir zamanda doğduğum için şanslı olduğumu düşünüyorum. Dolayısıyla tüm bilgim çevremden ve ulaştığım kitaplardan. Günümüz gençleri için internet, sosyal medya ve resimler önemli. Onlar kelimelerin önemli olmadığı bir bağlamda büyüdü. Dolayısıyla bu entelektüel ve kültürel değişim öyle bir boyutta ki etkisini öngörmek bile zor. Daha yeni başladığımızı düşünüyorum.”

    Hiçbir şeyin kitapla kurulan ilişkinin yerini tutamayacağını vurgulayan

  • Bu durumun doğurduğu entelektüel tehlikeye dikkati çeken

  • “2004 senesinin yaz aylarını Faulkner’ın romanlarını kapsamlı bir şekilde okumaya ayırdım. Bu okumalardan bir kitap çıkarma planım yoktu. Fakat Faulkner’ı okumaya başladığımda fenomenolojisinin ne kadar güçlü olduğunu fark ettim. Yaz ayları sona erdiğinde çıkardığım notları okudum ve kendi kendime ‘Sanırım bu bir kitap oldu.’ dedim. Tamamen plansız bir kitaptı. Faulkner da yazma deneyimini tıpkı bu şekilde tarif eder.”

    Faulkner’ın genellikle Güney Amerika ekseninde geçen kurgu dünyasının cezbedici tarafına ilişkin sorulara da cevap veren Romano, yazarın kurgusal Yoknapatawpha şehrindeki sınırlı kültürel özelliklerin empati faktörü sayesinde evrensel duygulara hitap ettiğini söyledi.