Site icon Bikonu

AKM yeni sezonda İstanbul’un kültür-sanat nabzını tutacak AKM yeni sezonda İstanbul’un kültür-sanat nabzını tutacak

Sezon boyunca dünya çapında yankı bulan operalar, bale gösterileri, konserler, sergiler ve söyleşilerle sanatın tüm renkleri AKM sahnelerinde bir araya gelecek. Cumhuriyet coşkusunu, klasik müziğin zarafetini ve çağdaş sanatın dinamizmini buluşturan yeni sezon, AKM’yi bir kez daha Türkiye’nin kültür-sanat hayatının merkezine taşıyacak.

İstanbul’un kültür ve sanat kalbi Atatürk Kültür Merkezi (AKM), 2025-2026 sanat sezonuna merhaba dedi. Sezon boyunca dünyaca ünlü operalar, bale gösterileri, konserler, sergi ve söyleşilerle dolu bir program sanatseverleri bekliyor. Dünya sahnelerinde yankı bulan klasik eserlerin yanı sıra özel tematik konserler ve gösteriler AKM’de sanatseverle buluşacak.

İDSO sezon boyunca birbirinden önemli şeflerin yönetiminde gerçekleştireceği konserlerle sanatseverlere müzik ziyafeti sunacak.

26 Ekim’de düzenlenecek olan “İstanbul Filarmoni Orkestrası Cumhuriyet Bayramı AXA Türkiye Konseri”, Cumhuriyetimizin 102. yılı coşkusunu, müziğin birleştirici gücüyle buluşturacak.

DÜNYANIN EN ÜNLÜ RESSAMLARININ SERGİLERİ AKM’DE

İstanbul Kültür Yolu Festivali’nde açılışı gerçekleştirilen “Salvador Dalí: Sürrealizmin Başyapıtları”, “Henri Matisse: Şekillerin Basitleştirilmesine Doğru”, “Şakir Paşa Ailesinin Beş Harikası” AKM’de yıl sonuna kadar görülebilecek.

Modern sanatın öncülerinden Matisse’in yaratıcı dünyasının yansıması olan “Henri Matisse: Şekillerin Basitleştirilmesine Doğru” sergisi ise AKM Çok Amaçlı Salon’da sanatseveri farklı bir dünyanın içine alıyor.

İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ, KLASİKLEŞMİŞ YAPIMLARI SAHNEYE TAŞIYOR

İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB), 2025–2026 sezonunda, sahne sanatlarının üç güçlü yapıtını Atatürk Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşturuyor. Her biri kendi alanında ölümsüzleşmiş bu eserler; aşkın saf hali, insanlığın varoluşsal arayışı ve trajedinin estetik gücüyle izleyenleri büyülemeye hazırlanıyor.

Prokofyev’in “Romeo ve Juliet” balesi, klasik balenin zirvesinde yer alan bir başyapıt olarak sahneye dönüyor. Shakespeare’in ölümsüz trajedisini Prokofyev’in güçlü müziği ve Ricardo Amarante’nin İstanbul Devlet Opera ve Balesi dansçıları için hazırladığı özgün koreografiyle yeniden yorumlayan eser, aşk, nefret ve fedakârlığın büyüleyici bir dans diliyle anlatıldığı bir şölen sunuyor.

Kapıların Dışında” adlı oyun, İkinci Dünya Savaşı sonrası sakat ve ruhen yıkılmış Alman asker Beckmann’ın, savaşın ve kayıpların ardından kendi benliğinden ve değişen toplumundan yabancılaşmasını, çaresizlik ve yalnızlık içinde “bütün kapıların dışında” kalışını anlatıyor.

“Suçsuzlar Çağı Suçlular Çağı” ise, hukukun işlemediği totaliter rejimlerde suçun herkesin üzerine rastgele bulaşarak anonimleşmesini ve suç kavramının keyfi bir biçimde yozlaşmasını metaforik bir dille ele alıyor. Oyunda, bir suikastçının suç ortaklarını itiraf ettirmeye çalışırken, suçsuz insanlarla birlikte aynı hücreye kapatılması ve itiraf edilene kadar kimsenin dışarı çıkamaması üzerinden adaletin çarpıtılması ve bireyin baskı altındaki konumu sorgulanıyor.

Her iki oyun da savaşın ve totaliter baskının birey üzerindeki yıkıcı etkilerini, suç, adalet, yabancılaşma ve umutsuzluk temalarıyla güçlü biçimde gözler önüne seriyor.

Kaynak: Yeni Safak – Aktüel

Exit mobile version