Ensonhaber İçerik Editörü Meliha Ünal, Rize Valisi İhsan Selim Baydaş ile bir araya geldi ve dikkat çeken bir röportaja imza attı…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçen pazar günü öğleden sonra Rize’den ayrılışı sırasında olası bir faciayı, polis ekiplerinin dikkati önledi.
Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, Ensonhaber özel röportajında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konvoyunun atlattığı kazaya ilişkin konuştu.
Baydaş, şöyle dedi:
“O HIZLA KARŞI KARŞIYA GELECEKTİK”
Sayın Cumhurbaşkanımızla çok güzel bir program icra edildi. Ben evvela teşekkür ediyorum. Trabzon programına kara yoluyla uğurladık. Ben il sınırına kadar konvoyu takip ettim.
Giderken İğdere Tünellerinden geçtiğimizde yavaşladık, bir ışık gördüm. Elinde el feneri olan polis memurumuz. Daha sonra bir trafik ekibi, daha sonra bir inşaat kamyonu.
Tünelde sağa çekilmiş ve polis arkadaşımız orada trafiği tek şeride yönlendiriyor.
Bu normal görülebilir ama orada arkadaşlarımız o önlemi almamış olsa tünele gireceğiz ve o hızla karşı karşıya geleceğiz. Tabii sınırdan uğurladık devam etti Sayın Cumhurbaşkanımızın olduğu konvoy.
“İKİ DAKİKA ÖNCE GELMİŞLER ORAYA”
Ben geri döndüm, arkadaşlara dedim bakın ne yaptılar orada, olağanüstü bir şey. İsimlerini tespit edin, başarı belgesi verelim, yaptığı işler çok önemli. Sonra fark ettik, arkadaşlar iki dakika önce girmişler oraya.
Bir güzergahı kontrol edelim, önden bakalım bir sorun var mı diye. Bizim trafik şube müdürümüz ve yanında şoför arkadaşımız. Onlar şoke olmuşlar, normal sahil hattı yani trafiğe açık bir hat.
“ÖNEMLİ BİR İNİSİYATİFTİR”
Cumhurbaşkanımızın konvoyunun da yaklaştığını görüyor. Tünelin içindeler, telsiz çekmedi dedi. Telefonla arayayım diye düşündüm baktım vaktim yok. Hemen duba koydum. İki tane duba koyabilmiş.
El fenerini aldım, el feneriyle gelen trafiği tek yöne doğru işaret ettim ve geçirdim dedi. Önemli bir inisiyatiftir. Onu fark edince de teşekkür ettim görev bilincinden dolayı.
“1977’DEN BU YANA KAYITLARA GEÇEN EN YÜKSEK YAĞIŞ”
Vali Baydaş, devam eden sözlerinde de Rize’deki sel felaketine ilişkin alınan önemlerden ve kış turizminden bahsetti;
19-20 Eylül günü, özellikle 20 Eylül günü…
Rize yağmur şehridir. Hatta uzun süre yağmur yağmayınca bizim için anormal durumdur. Yağmur yağıyor elbette rahmettir, şikayet etmiyoruz.
Yağmur olmazsa Rize bu kadar yeşil olmaz, yağmur olmazsa çay olmaz, dereler olmaz. Ama metrekareye 355 kilogram gibi olağanüstü bir yükseklikte yağmur yağmış oldu o zaman.
1977 yılından bu yana yağan en yüksek yağıştır kayıtlara geçen. Meteorolojik veri almıştı ki bizi uyarmıştı. Biz tedbirlerimizi almıştık ancak bu kadar yükseleceğini ve yağışın şiddetini sürdürerek devam edeceğini açıkçası o gece fark edebildik.
“ERKEN UYARI SİSTEMİ SAYESİNDE TAHLİYELER YAPTIK”
Devlet Su İşleri’nin taşkın erken uyarı sistemi var derelerimize. DSİ, derelerde suyun belli bir seviye üzerine geldiğinde alarm düzeyine geçiriyor. Bizim meteoroloji de sarı, turuncu, kırmızı alarm verdiğimiz gibi DSİ’de belli bir seviyeye geldiğinde taşkın uyarı sistemiyle bizi uyarıyor, şehrin yöneticilerini.
Gece 01.00 gibi biz tabii afet koordinasyonu nedeniyle ayaktaydık. O gece ve ertesi günü uyumadık. O uyarıları alıp yağışın da devam edeceğini öngörünce iki kritik karar verdik.
Fırtına Vadisi güzergahında dere yatağına yakın taşkın riski altında olan yerlerin boşaltılması talimatını verdik. Fındıklı’da Çağlayan ve Arılı derelerimiz var, buralar taşkınlık riskine yakındı, yağışın devam edeceğini meteorolojik verilerimiz öngörünce orada da tahliye talimatı verdik.
Tabii gecenin 02.00’si, insanlar uyuyor. Her birini gidip anons sistemleriyle jandarmamız, emniyetimiz araçlarıyla hatta bazılarımız, kapılarını çalarak tahliye ettik. Kalmaya yeri olmayanı aldık, misafirhanelere yerleştirdik. Onlarca haneden, onlarca tesisten bahsediyoruz.
SEL FELAKETİNE KARŞI ALINAN ÖNLEMLER
Yağış şiddetini artırdı, o tahliye ettiğimiz yerler suya kapılarak gitti. Bir kısmı da su baskınına maruz kaldı. O an kararı vermek zor ama sonra gördük ki, o tahliye hayati bir karar. Olası can kaybının önüne geçtik.
Biz yaklaşık bir yıldır dere temizliği çalışması yapıyoruz. Biz dere seviyesine zarar vermeden temizliyoruz. Bu dere seviyesinin normal seviyelere kalmasını sağlıyor.
Taşkını önleyen budur. Yaklaşık 2 milyon 800 bin metreküp temizlik yapmışız bu süreçte. Neredeyse 2 milyon 800 binini biz Rize’de gerçekleştirmişiz. Diğeri de menfezlerin temizliği.
Yaklaşık 2 binin üzerinde menfezin temizliğini yaptık. Bu da suyun rahatlıkla hem dereden hem de menfezden akarak, denize karışmasına vesile oldu.
Altyapı çalışmaları, önleyici tedbirler bu felaketin yıkıcı etkilerini azaltan tedbirler. Bunlar aylar sürdü, bir güne olacak bir şey değil. DSİ, derelerin üst katlarında tersip bentleri yapıyor. O tersip bentleri derenin getirdiği ağaçları, taşları tutarak suyun akmasını sağlıyor.
“RİZE KIŞINI SÜRPRİZ OLARAK SAKLAMIŞ”
Rize, kışını bir sürpriz olarak saklamış. Yazı herkes biliyor. Ama Rize kışını bir sürpriz olarak saklamış. Türkiye’nin en uzun kar tutunumu olan bölgesi. Kış turizmi açısından kullanabilecek rakım 1800-2 bin.
Ekim ayında kar yapmaya başlıyor, mayıs ayına kadar. Belki de Avrupa’nın hiçbir yerinde yoktur. Türkiye’de de yok ama Avrupa’da da yok. Muhteşem bir potansiyel var. Rize-Artvin Havalimanı’nın yapılmasından sonra bu potansiyel gün yüzüne çıkıyor. Çünkü turizm alanına hızlı ulaşım önemli.
“ÖNEMLİ YATIRIM KARARLARIMIZ VAR”
Buna dair çok ciddi planlamalarımız var. Buna dair önemli yatırım kararlarımız var. Gün geçtikçe bunun ortaya çıktığını ve kış sporları destinasyonları oluştuğunu hep beraber göreceğiz. Bir altyapı hazırlığı var, biz bir kısmını yaptık. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bu manada destekleri var.
Ama Rize’mizin o sürpriz olarak sakladığı kış potansiyelinin yavaş yavaş ortaya çıktığını, yazın yaylalar döneminde çok önemli bir turizm destinasyonuyken kışın da önemli bir turizm destinasyonu olduğunu göreceğiz.
Kaynak: ensonhaber.com