Site icon Bikonu

Mahmud Abbas: İsrail’in gerçekleştirdiği şey sadece bir saldırı değil, bir savaş suçu

Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu tarihi anlara ev sahipliği yapmaya devam ediyor. 

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu’na ABD’nin vizesini iptal etmesi nedeniyle video mesaj yoluyla hitap etti.

Abbas, konuşmasına Gazze Şeridi’nde iki yıldır devam eden soykırım uygulamalarına dikkat çekerek başladı.

“İSRAİL’İN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ŞEY İNSANLIĞA KARŞI BİR SUÇTUR”

Abbas, “Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkının neredeyse iki yıldır İsrail işgal güçleri tarafından yürütülen soykırım, yıkım, açlık ve zorla yerinden etme uygulamalarına maruz kaldığını ifade etmek istiyorum. Bu savaşta, 220 binden fazla Filistinli öldürüldü ve yaralandı. Bunların çoğunluğu silahsız çocuklar, kadınlar ve yaşlılardı. Yüz binlerce kişi yerlerinden edildi. Gıda ve tıbbi yardım girişi engellendi. 2 milyon Filistinli aç bırakıldı.

Bütün halka boğucu bir kuşatma uygulandı, evlerin, okulların, hastanelerin, kiliselerin, camilerin, tesislerin ve altyapının yüzde 80’den fazlası imha edildi. İsrail’in gerçekleştirdiği şey sadece bir saldırı değil. Bu, hem belgelenen hem de izlenen bir savaş suçu ve insanlığa karşı bir suçtur. 20. ve 21. yüzyılın en korkunç insani trajedilerinden biri olarak tarih kitaplarına kaydedilecektir” dedi.

“BÜYÜK İSRAİL PLANINI REDDEDİYORUZ”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “Büyük İsrail” ismini verdiği bir plan açıkladığını ve bu planın Arap devletlerinin topraklarına doğru bir genişleme öngördüğünü kaydeden Abbas, “Bu planı reddediyor ve tamamen kınıyoruz. Katar’a yönelik vahşi saldırıyı da kınıyor ve bunu, uluslararası hukukun ağır bir ihlali olarak görüyoruz. Bu genişlemeci planlara karşı caydırıcı uluslararası müdahale ve tedbirler gerekiyor” dedi.

İsrailli yerleşimci terörüne de değinen Abbas, “Silahsız Filistinli siviller, gündüz vakti işgal ordusunun koruması altında öldürülüyor, evler ve tarlalar basılıyor, ağaçlar sökülüyor, köyler saldırıya uğruyor. Kudüs, El Halil ve Gazze Şeridi’ndeki Müslüman ve Hristiyanlara ait kutsal mekanlar da saldırılardan nasibini alıyor, camiler, kiliseler ve mezarlıklar zarar görüyor” dedi.

“HAMAS’IN YÖNETİMDE BİR ROLÜ OLMAYACAK”

Filistin halkının acılarına rağmen Hamas’ın 7 Ekim’deki eylemlerini kınadıklarını söyleyen Abbas, “Bu eylemler, Filistin halkını ve özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini temsil etmiyor. Gazze Şeridi’nin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve oradaki yönetim ve güvenlik konusunda tüm sorumluluğu üstlenmeye hazır olduğumuzu teyit ettik ve teyit etmeye devam edeceğiz.

Hamas’ın yönetimde bir rolü olmayacak. Hamas ve diğer gruplar, tek devlet, tek hukuk ve tek yasal güvenlik güçleri kurumlarını inşa etme sürecinin bir parçası olarak silahlarını Filistin Ulusal Yönetimi’ne teslim etmek zorunda kalacak. Silahlı bir devlet istemediğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Yaralarımız derin ve felaketimiz büyük” dedi.

“BM KARARLARININ HİÇBİRİ UYGULANMADI”

Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze’de onlarca yıldır işgal, cinayet, tutuklama, yerleşim ve mülk hırsızlığı yaşandığını vurgulayan Abbas, “Binden fazla BM kararı alındı, fakat bir tanesi bile uygulanmadı. 1993’te Oslo Anlaşmalarını imzaladık, bütün maddelerine uyduk, İsrail’i tanıdık. İsrail ise anlaşmalara uymadı ve sistematik olarak baltaladı” ifadelerini kullandı.

FİLİSTİN’İ TANIYANLARA TEŞEKKÜR ETTİ

Filistin devletini tanıyan ve tanıyacak tüm ülkelere de teşekkür eden Abbas, ayrıca ülkesinin BM’ye tam üyeliğinin de desteklenmesi talebinde bulundu.

Abbas, “İngiltere, Kanada, Avustralya, Belçika, Portekiz, Lüksemburg, Malta, Monako, San Marino, Andorra ve Danimarka’ya teşekkür ediyoruz. Bizi daha önce tanıyan 149 devlete de minnettarız” ifadelerini kullandı.

Abbas, ayrıca, dünyanın dört bir yanında protesto gösterileri tertipleyen tüm halklara ve kuruluşlara da teşekkürlerini sundu.

“ORTAK ÇALIŞMAYA HAZIRIZ”

İsrail’in tek taraflı eylemlerinin iki devletli çözümü baltaladığına vurgu yapan Abbas, İsrail’i ayrıca Filistin’e ait vergi gelirlerini serbest bırakmaya ve Filistin şehirleri, köyleri ve mülteci kamplarına uygulanan ekonomik kuşatmaya son verme çağrısı yaptı.

Abbas, “22 Eylül’de yapılan konferansta onaylanan barış planını, adil bir barışa ve bölgesel işbirliğine taşıyacak şekilde uygulamak için ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan, Fransa, Birleşmiş Milletler ve tüm ortaklarla çalışmaya hazırız” dedi.

“VATANIMIZI TERK ETMEYECEĞİZ”

Adalet sağlanmadan barışın tesis edilemeyeceğini ve Filistin özgür olmadan da adaletin sağlanamayacağını vurgulayan Abbas, “Biz, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, komşularıyla güvenlik ve barış içinde yaşayacak bağımsız, egemen bir devlette, şiddet, silah ve aşırılıktan arınmış, hukuka, insan haklarına saygı duyan ve savaşa değil insana, kalkınmaya eğitime yatırım yapan modern ve sivil bir devlet istiyoruz” diye konuştu.

Abbas, “Vatanımızı terk etmeyeceğiz, topraklarımızı terk etmeyeceğiz. Halkımız, zeytin ağaçları gibi kök salacak, kayalar gibi sağlam duracaktır” dedi.

Kaynak: Ensonhaber.com

Exit mobile version