Site icon Bikonu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Canım İstanbul’ şiirini okudu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen Beş Ressam Bir Şehir Canım İstanbul Programı’na katıldı.

Burada açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’a olan sevgisinden bahsetti. 

“Dünya güzeli İstanbul’un hizmetkarı olmayı son nefesime kadar bir övünç madalyası olarak göğsümde büyük bir iftiharla taşıyacağım” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan 30 sene olduğu gibi bugün de bu şehre layık olmanın şuuruyla hareket ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

NECİP FAZIL’IN ‘CANIM İSTANBUL’ ŞİİRİNİ OKUDU

Büyük hedeflere koşmayı İstanbul’dan öğrendiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Canım İstanbul’ şiirini okudu. 

Şiire ‘Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar’ sözleriyle başlayan Erdoğan, sözlerini ‘İstanbul, İstanbul’ diyerek bitirdi.

CANIM İSTANBUL ŞİİRİ

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;

Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;

O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;

Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,

Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;

Vatanım da vatanım…

İstanbul, İstanbul…

Tarihin gözleri var, surlarda delik;

Servi, endamlı servi, ahirete perdelik…

Bulutta saha kalkmış Fatih’ten kalma kir at;

Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat…

Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;

Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare?

Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;

Beyoğlu tepinirken ağlar Karaca Ahmet…

O manayı bul da bul!

İlle İstanbul’da bul!

İstanbul, İstanbul…

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;

Çamlıca’da, yerdedir göklerin derinliği.

Oynak sular yalının alt katına misafir;

Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.

Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,

Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar…

Bir ses, bilemem tambur gibi mi, uda gibi mi?

Cumbalı odalarda inletir…

Kadını keskin bıçak,

Taze kan gibi sıcak.

İstanbul, İstanbul…

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!

Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler…

Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,

Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.

Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından

Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.

Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;

Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar…

Gecesi sümbül kokan

Türkçesi bülbül kokan,

İstanbul, İstanbul…

Necip Fazıl Kısakürek

Kaynak: ensonhaber.com

Exit mobile version