Site icon Bikonu

Sizi de mi Ben Kurtarayım?! Sizi de mi Ben Kurtarayım?!

MORAVİ RÜSTEM EFENDİ

Nice zamandır ilanını işittiğim Gazze nümayişlerine iştirak etmeğe hevesliydim, fakat bir türlü nasip olmadıydı. Ya nâ-mizaç oluveriyordum, ya yârân sohbetinden vehleten çıkıp gitmek münasip düşmüyordu yahut programın saatini unutuyordum. Eee, yaşlandık tabii, neredeyse dükkândaki kaditi çıkmış âsâr-ı nefîse ile aynı yaştayız!

Bayezid cami-i şerîfi lebâleb dolmuş, meydana çıkan yollardan kütleler halinde insan akıyor, bayraklar ve kefiyeler insanların küfre karşı biriken öfkesini bir parça teskin eden bir cümbüş havası yaratmış. Aheste beste yürüdüm ben de meydana müteveccih. İnsanları seyrettim, ortamın manevi havasını soludum, Gazzeli masum yavrular ve çaresiz anneleri hatırlayıp kinimi diri tuttum. Ezâ-ı Muhammedî okundu, o dev kalabalık müthiş bir atiklik ve yeknesaklıkla namazını eda etti, imam efendi içli bir dua okudu, avludan oluk oluk boşaldık, Ayasofya Cami-i Kebîrine doğru. Tekbirler, tehliller, lanetler, ışıklar, ziller filan…

Tabii, fena halde yorulmuşum, dizlerim (gavurun dediği gibi) error veriyor, topuklarıma ağrılar saplanmış, tembellikten ha şimdi, ha birazdan derken bir şey de atıştırmamışım, iyiden iyiye perişan düştüm. Uzunca oyalanmadım; hemen vesâit-i âmmeyi (şimdi bu ne Baba Rüstem, Türkçe konuş yauvv dersiniz, toplu taşıma canım) ihtiyar birle şıppadanak Yenikapı’dayım, oradan 10 dakkada Üsküdar, Üsküdar’dan sonrası zaten çocuk oyuncağı.

Bir hevesimi daha boğdu bu memleket fakat bizde heves mi biter kuzum! Yalçın usta geçende, “Baba Rüstem, yakında Evropa’ya gidiyorum; gitmeden bir cemiyet tertip edelim. Şöyle kırda bayırda semaver ateşleyip cigara tüttürelim, iki türkü çığıralım filan!” dediydi. Aklıma o geldi. Biraz teselli buldum; oturdum, ikindiyi bekleyeceğiz çaresiz. Biraz okudum, biraz hanımla dedikokdu filan derken ben götün götün sıvıştım, Yalçın ustanın motora atladık, pırrr!

Doğru Ömerli Barajı’na; hava açık, ama güneş hafif tertip kaybolmuş; ya biraz poyraz var, ya bir parça keşişleme. Yani ortam her neviden dumana müsait. Ve fakat mangalla uğraşacak yaşta değilim, ustanın çağırdığı diğer delikanlılar da keyifsiz. En azından semaver yakın, dedim. Buraya gelip termostan çay içersek çarpılırız hafazanallah!

Hehh, dedim; şöyle. Evet, onları da ben kurtardım yani, pardon biz kurtardık netekim…

Kaynak: Yeni Safak – Aktüel