
Hikâye Makinesi ismi, çocuk zihninin dünyayı algılayış biçimiyle çok örtüşüyor. Ancak masallardan ve geleneksel anlatıdan beslenen, dil oyunlarını seven bir yazar için kulağa biraz “mekanik” geliyor. Burada çocuk okurun yakınlık kurması mı öncelendi?
Hem çocuklar hem de yetişkinler için yazdığım metinlerde, söylediğiniz gibi hem içerik hem de yapısal anlamda katmanlar üreterek geleneğin, mitolojinin, en önemlisi de dilin bana sunduğu imkânları bir araya getirmeyi kıymetli buluyorum. Ayrıca, çocukları “kandırmak” ya da onların yakınlık kurması için türlü oyunlar yapmamaya da ayrıca dikkat ediyorum. Çocuklar, bizim tahmin ettiğimizden de saf ve düşünceli okurlar! “Makine” tabii ki mekanik bir tabir, fakat soyut bir olguyu somutlaştırmak adına, yani içimizdeki “hikâye anlatıcısı” olan bizi tanımlamak adına tam yerli yerinde bir karşılık olarak uyanır zihnimde. Biz uykudayken bile çalışıp rüyalar üreten, yaşama bizi tutunduran, sonsuz döngüde hiç durmadan (biz ölsek de dişlileri bir yerde, başka bir makinenin parçası olmaya devam eden) bir makine.
Bu kitap diliyle, çizgileriyle, renk kullanım tercihiyle sanatsal bir kitap aynı zamanda. Kitabı sanatsallaştırırken çocuğun bundan alacağı keyfi ya da çocukla sohbeti nasıl kurguladınız?
Aslında “yeni” bir şey denediğimi söyleyemem. Ben sadece bin bir ihtimalin peşinde koşuyorum, hikâyelerimi anlatırken. İnsan olmanın en zor yanı olan, “anlatma, anlaşılma, anlaşma” sorunlarını dil üzerinden, edebiyat üzerinden, sanat üzerinden nasıl aşabiliriz ya da aşmalı mıyız, ne kadar aşabiliriz gibi soruların tek bir yanıtının olmadığını, her yanıtın kendince bir anlamı ve katmanları olduğunu ifade etmek niyetim. Dönüp dönüp aynı kaderleri yaşamanın dışında da bir ihtimal, bin ihtimal var: Her gece, hayatta kalabilmek için bir masal anlatan Şehrazat gibi her an kendine başka bir masal anlatan insanın, özellikle de çocukların bunun bir tutsaklık değil de bizi bahşedilmiş büyük bir imkân, güç olduğunu anlatabilmek belki. Bunu bazen kekeme bir çocuğunun kalbindeki akıcı sözlerle, bazen kendisine bile inanmayan Yanlış Masalcı’yla, bazen herkesin top diye tekmelediği yuvarlak nesneden sonsuz hikâyeler üreten bir hayalci çocukla…
Kaynak: Yeni Safak – Aktüel
Yetim Vakfı ‘Cennet Kuşları’ kısa filmi lansmanında Gazze için bir araya geldi Yetim Vakfı ‘Cennet Kuşları’ kısa filmi lansmanında Gazze için bir araya geldi
Yetim Vakfı’nın Fatih Belediyesi ve Kapalıçarşı Yönetimi iş birliğiyle bugün Kapalıçarşı’da gerçekleştirdiği etkinlik, İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Sülün, Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş, Fatih Belediyesi Kültür İşleri Müdürü Abdullah Kargılı ile çok sayıda konuk ve basın mensubunun…
DevamıMurat Ülker yazdı: Rönesans’tan açık hava müzesi şehirlere Murat Ülker yazdı: Rönesans’tan açık hava müzesi şehirlere
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, kişisel internet sitesinde Rönesans’tan açık hava müzesi şehirlere başlıklı yazısını yayımladı. İşte Murat Ülker’in dikkat çeken o yazısı… Şimdi Floransa’dan başlayarak Venedik, Pisa ve Bologna’yı…
Devamı