
HATİCE KÜBRA GÜRER
Modern hayatın gürültüsü içinde kaybolmuş, içsel sesi bastırılmış bir bireyin yeniden doğuş hikâyesi: Sizi Buraya Ne Getirdi? Nursena Balatekin’in ilk kitabı olan bu eser, terapi odasının sessizliğinde başlayan ve insan ruhunun derinliklerine uzanan bir içsel keşif anlatısı.
İÇ DÜNYAMIZIN SESSİZ KAOSU
Ahu, “aslında nereden anlatsam bilemiyorum” diye söze başlıyor. Eşiyle, ailesiyle yaşadığı sorunları anlatacakken bir yandan da kendini savunma ihtiyacı hissediyor: “Çevrenizdekileri, asıl gelmesi gerekenleri terapiye getiremeyince siz terapilik oluyorsunuz. Aynı benim gibi.” Bu cümle, aslında pek çok terapi odasında yankılanan bir yakınmanın da özeti. Balatekin, özellikle dikkat çekiyor; kendisinde hiçbir hata görmezken çevresindekilere tahammülü kalmayan, yükünü paylaşamadıkça daha da içine kapananlara.
OKURU DUYGULARLA YÜZLEŞTİRİYOR
Psikoterapi ile edebiyat arasında köprü kuran Balatekin’in dili yalın ama katmanlı; okuru yalnızca olayların değil, duyguların ve düşünsel kırılmaların izini sürmeye de davet ediyor. Romanın dikkat çekici yanlarından biri de, Mustafa Merter’in nefs ilmi perspektifiyle kurduğu bağ. Rüyalar aracılığıyla yürütülen terapötik süreç, yalnızca psikolojik bir yöntem olarak değil, aynı zamanda insanın fıtratına, yaratılış hakikatine ve içsel denge arayışına uzanan bir yolculuk olarak ele alınıyor. Bu bağlamda eserde, Merter’in sıklıkla vurguladığı celâl ve cemâl dengesinin, ruhun tekâmül süreciyle kurduğu ilişki öne çıkıyor.
Bize ait boşluğu mânâ ile doldurabilmek Bize ait boşluğu mânâ ile doldurabilmek
SALİH ZEKİ MERİÇ İnsan yaşarken bir tecrübe veya bir hikâye biriktirmeden yaşayamaz. Her birimiz ortaya koyduğumuz hayatımızla bir diğerimizin sevinci veya kederi olabiliyoruz. Yaşadığımız veya yaşattığımız her hâdise, hayat dediğimiz o devâsa hakîkatin içinde boş bulduğu yere ekleniyor…
Devamı
İnsanlık hallerimiz İnsanlık hallerimiz
İSMAİL KARAKURT Yazmak bir dokunmak biçimidir; hayata, seçilen temaya ve dile. Her yazar kendi zihniyeti, birikimi ve zevkine göre dokunur bu üçlüye. Belki de bundan yazarların ilk yakınlığı hayatın kendisine ve onun dildeki temsilinedir. Bu şiirde de böyle,…
Devamı
İÇ DÜNYAMIZIN SESSİZ KAOSU
Ahu, “aslında nereden anlatsam bilemiyorum” diye söze başlıyor. Eşiyle, ailesiyle yaşadığı sorunları anlatacakken bir yandan da kendini savunma ihtiyacı hissediyor: “Çevrenizdekileri, asıl gelmesi gerekenleri terapiye getiremeyince siz terapilik oluyorsunuz. Aynı benim gibi.” Bu cümle, aslında pek çok terapi odasında yankılanan bir yakınmanın da özeti. Balatekin, özellikle dikkat çekiyor; kendisinde hiçbir hata görmezken çevresindekilere tahammülü kalmayan, yükünü paylaşamadıkça daha da içine kapananlara.
OKURU DUYGULARLA YÜZLEŞTİRİYOR
Psikoterapi ile edebiyat arasında köprü kuran Balatekin’in dili yalın ama katmanlı; okuru yalnızca olayların değil, duyguların ve düşünsel kırılmaların izini sürmeye de davet ediyor. Romanın dikkat çekici yanlarından biri de, Mustafa Merter’in nefs ilmi perspektifiyle kurduğu bağ. Rüyalar aracılığıyla yürütülen terapötik süreç, yalnızca psikolojik bir yöntem olarak değil, aynı zamanda insanın fıtratına, yaratılış hakikatine ve içsel denge arayışına uzanan bir yolculuk olarak ele alınıyor. Bu bağlamda eserde, Merter’in sıklıkla vurguladığı celâl ve cemâl dengesinin, ruhun tekâmül süreciyle kurduğu ilişki öne çıkıyor.
Bize ait boşluğu mânâ ile doldurabilmek Bize ait boşluğu mânâ ile doldurabilmek
SALİH ZEKİ MERİÇ İnsan yaşarken bir tecrübe veya bir hikâye biriktirmeden yaşayamaz. Her birimiz ortaya koyduğumuz hayatımızla bir diğerimizin sevinci veya kederi olabiliyoruz. Yaşadığımız veya yaşattığımız her hâdise, hayat dediğimiz o devâsa hakîkatin içinde boş bulduğu yere ekleniyor…
Devamı
İnsanlık hallerimiz İnsanlık hallerimiz
İSMAİL KARAKURT Yazmak bir dokunmak biçimidir; hayata, seçilen temaya ve dile. Her yazar kendi zihniyeti, birikimi ve zevkine göre dokunur bu üçlüye. Belki de bundan yazarların ilk yakınlığı hayatın kendisine ve onun dildeki temsilinedir. Bu şiirde de böyle,…
Devamı
OKURU DUYGULARLA YÜZLEŞTİRİYOR
Psikoterapi ile edebiyat arasında köprü kuran Balatekin’in dili yalın ama katmanlı; okuru yalnızca olayların değil, duyguların ve düşünsel kırılmaların izini sürmeye de davet ediyor. Romanın dikkat çekici yanlarından biri de, Mustafa Merter’in nefs ilmi perspektifiyle kurduğu bağ. Rüyalar aracılığıyla yürütülen terapötik süreç, yalnızca psikolojik bir yöntem olarak değil, aynı zamanda insanın fıtratına, yaratılış hakikatine ve içsel denge arayışına uzanan bir yolculuk olarak ele alınıyor. Bu bağlamda eserde, Merter’in sıklıkla vurguladığı celâl ve cemâl dengesinin, ruhun tekâmül süreciyle kurduğu ilişki öne çıkıyor.
Bize ait boşluğu mânâ ile doldurabilmek Bize ait boşluğu mânâ ile doldurabilmek
SALİH ZEKİ MERİÇ İnsan yaşarken bir tecrübe veya bir hikâye biriktirmeden yaşayamaz. Her birimiz ortaya koyduğumuz hayatımızla bir diğerimizin sevinci veya kederi olabiliyoruz. Yaşadığımız veya yaşattığımız her hâdise, hayat dediğimiz o devâsa hakîkatin içinde boş bulduğu yere ekleniyor…
Devamıİnsanlık hallerimiz İnsanlık hallerimiz
İSMAİL KARAKURT Yazmak bir dokunmak biçimidir; hayata, seçilen temaya ve dile. Her yazar kendi zihniyeti, birikimi ve zevkine göre dokunur bu üçlüye. Belki de bundan yazarların ilk yakınlığı hayatın kendisine ve onun dildeki temsilinedir. Bu şiirde de böyle,…
Devamı