
Moravî Rüstem Efendi
Aziz kârilerim,Havalar gene ısındı, kavuruyor maşallah. Havuzlu sitelerde mercan sularla oynaşan zadegândan başkası için bir cehennem provası bu!
Arada e-postaları da yokluyorum, çırak öyle dediydi. Usta dedi bir de, zaman zaman ‘spam’ dedikleri istenmeyen mesajlar kutusunu da yokla. Bilinmedik biri bir şey yazar, haberin olmaz filan.
Ben de o gün spamlara baktıydım. Gördüklerimi tağyirsiz tevilsiz naklediyorum, buyrun:
Bir Allah kulu çıkıp da demedi ki, yahu tek kişinin anlattığı hikâye yarımdır, eksiktir netekim. Ötekini de dinlemeden hüküm vermek kat’a caiz olabilemez, içtimai ilim namına ürettiğiniz yığınla kütüphaneye asıl siz ihanet ediyorsunuz, durun filan.
Kardeşim, ben aslanın! Bana uçsuz bucaksız düzlükler, benden haşyetle kaçan avlar, canım sıkılınca tokatlayacağım sırtlanlar filan lazım. Yıllardır bu cehennemde adalelerim pörsüdü, bacaklarım bırakın koşmayı yürümez oldu, yedirilen kemiksiz etler yüzünden dişlerim kudret ve azametini yitirdi.
Nihayet canıma tak etti, bir gece alaturka saatle 6 sularında baktım ki barınağın kapısı hafif aralık. Ortalıkta da bakıcı nâmına dolaşan serserilerden kimse yok, dedim şöyle kır bayır dolaşıp hava alayım, bu vicdansızların elimden aldığı hürriyetin tadını çıkarayım azıcık.
Çıktım.
Sezdirmeden yaklaştım karartıya, hareketleri yavaştı, muhtemelen nöbetçi dur diye dikmişlerdi herifçioğlunu, ama o uyukluyordu.
Yahu mübarek, iki oyun edelim, az şöyle güreş tutalım, oynaşalım filan diye düşünürken sizinki boğazıma sarılmaya, bacaklarımı ısırıp kafama yumruk savurmaya başladı.
Bir yandan da bağırıyor, yetişin dostlar, pir aşkına, yok mu şu Zeus suratlı mendeburu üstümden alacak yiğit filan.
Baktım olacak gibi değil; masum köylü dedikleri âdemlerin içinden canavar çıktı. Baldırına bir iki ısırık kondurup geri sıçradım, sonra topuk!
Sonrasını muhtemelen kahraman ilan ettiğiniz Süleyman dayının haberinin ardından bir-iki cümleyle dinleyeceksiniz, avcılar Zeus’u vurdu diyecekler. Siz bu satırları okuyorken ben muhtemelen çok uzaklarda falan filan işte…İmza, Aslan Zeus!
“Türkiye Yüzyılı”na giden yolda… “Türkiye Yüzyılı”na giden yolda…
AHMET TOPUZ Dünyada, özellikle de çevre coğrafyamızda büyük alt üst oluşlar yaşanırken, fiilî durumu köhne paradigmalarla karşılayabilme “konforu” giderek azalıyor. Siyaset bilimci ve eski milletvekili Mahmut Sami Mallı ile stratejist Serdar Bozdoğan’ın “kitap seti” ise böylesi geçmişten gelen…
DevamıÇukurova’da bir ulu çınar Çukurova’da bir ulu çınar
BÜLENT ACUN Rahmet elçisi (s.a.v)’in peygamberlerin varisleri olarak tarif ve taltif buyurduğu âlimler; içinde yaşadıkları cemiyetler için ışık saçan birer kandil, onlara yol ve yön gösteren birer yıldız mesabesindedirler. Kendilerini bu toprağın irfanıyla, bu toprağın insanı arasına konulmuş…
Devamı