

Almanya merkezli araştırmacıların bilim dergisi Frontiers in Communication’da yayımlanan yeni çalışmasına göre, daha doğru ve güçlü cevaplar verebilen büyük dil modelleri (LLM), daha fazla enerji tüketiyor ve dolayısıyla daha fazla karbon salımı yapıyor.
Araştırma kapsamında, ticari modellerin iç yapısına ulaşılamadığı için yalnızca açık kaynaklı 14 dil modeli test edildi. Bu modellere 500 çoktan seçmeli ve 500 açık uçlu soru soruldu. Sonuçlar oldukça çarpıcıydı:
Model ne kadar büyük ve isabetliyse, karbon ayak izi de o kadar büyüktü.
NE KADAR ÇOK AKIL YÜRÜTÜRSE O KADAR ZARARLI
Özellikle “akıl yürütme” yeteneğine sahip olan ve cevaplarını adım adım açıklayan modellerin, basit sohbet botlarına göre çok daha yüksek emisyon ürettiği belirlendi. Örneğin DeepSeek isimli model yüksek doğruluk oranı sunarken, en fazla karbon salımı yapan modellerden biri oldu.
Her model bu trendi birebir takip etmese de genel eğilim net: Doğruluk arttıkça çevresel zarar da artıyor.
Araştırmanın baş yazarı Maximilian Dauner, bu konuda şunları söyledi:
“Her soruyu yanıtlamak için en büyük ve en çok eğitilmiş modele ihtiyacımız yok. Küçük modeller de bazı görevlerde gayet başarılı. Önemli olan, doğru görev için doğru modeli seçebilmek.”
Yani yapay zekayı her alana entegre etmek sandığımız kadar faydalı olmayabilir.
Örneğin, arama motorlarında istemeden karşımıza çıkan otomatik yapay zeka özetleri; tek başına küçük gibi görünse de milyarlarca sorgu düşünüldüğünde çevreye ciddi bir yük oluşturuyor.
Üstelik OpenAI CEO’su Sam Altman, yakın zamanda yaptığı bir açıklamada “dünyadaki enerji üretiminin önemli bir kısmının yapay zekaya ayrılması gerektiğini” savunarak bu yöndeki kaygıları daha da artırdı.
Kaynak: NTV