Sosyal medya 30 saniyelik görüntüden cadı avına çıktı

“Cuma günü Marmaray’da sıradan bir sefer, sosyal medyada bir linç ayinine dönüştü. Görüntülerde, çocuklarıyla birlikte vagonda bulunan bir baba, başka bir yolcuyla tartışırken aniden yumruklanıyor. İlk bakışta her şey çok açık gibiydi: Mağdur olan bir baba ve saldırgan bir yolcu. Video hızla yayıldı, tweetler havada uçuştu, yumruk atan kişi kısa sürede sosyal medyada infaz edildi. Kimlik bilgileri, sosyal medya hesapları, adresleri okulları her şeyleri ifşa edildi. Öfke nöbetiyle atılan tweetler çığrından çıktı. Ölüm tehditlerine kadar uzanan bu infial, dijital öfkenin ne kadar kolay organize olduğunu bir kez daha gösterdi.

Ekran görüntüsü 2025-06-01 110852

“30 SANİYELİK VİDEODA GÖRDÜĞÜMÜZ “MAĞDUR” GÖRÜNTÜSÜNÜN ARDINDA BAMBAŞKA BİR HİKÂYE VARDI”

Ancak ertesi gün tablo değişti.

Ekran görüntüsü 2025-06-01 110901

Olay anına tanıklık eden bir gazeteci, yumruklanan babanın kısa süre önce aynı vagonda bulunan bir kadınla tartıştığını, tartışmanın ardından da kadını sözlü olarak rahatsız etmeye devam ettiğini açıkladı. Kadın bu olay üzerine ağlamaya başlıyor, diğer yolcular ise kendisine destek oluyor. Ancak bu destek, bir yolcu tarafından abartılıyor ve baba yumruklanıyor.

Ekran görüntüsü 2025-06-01 110913

Yani o 30 saniyelik videoda gördüğümüz “mağdur” görüntüsünün ardında bambaşka bir hikâye vardı. Haklıyken haksız, haksızken haklı konumuna düşen karakterler bir kez daha sosyal medya mahkemesinin acımasız terazisine çıktı.

Ekran görüntüsü 2025-06-01 110925

Kim haklı, kim haksız hâlâ sosyal medyada gri bir alanda tartışılmaya devam ediyor. Bu bizim konumuz değil.

Sosyal medyada ilk görüntülerle verilen idam kararları, gazetecinin ve şahitlerin aktardıklarıyla beraate dönüştü. Ve hepsi 1 gün içinde oldu. Mavi gömlekli gencin avına çıkanlar tweetlerini silmek zorunda kaldı. Mavi gömlekli genç kimlik bilgilerinin ortaya dökülmesiyle kaldı.

“BİR İNSANI MAHKÛM ETMEK İÇİN 30 SANİYE YETMEZ”

Bu olay, dijital çağın en büyük çelişkilerinden birini gözler önüne seriyor: Hızlı bilgiye ulaşmanın büyüsüne kapılıp, hakikatin yavaşlığını ihmal ediyoruz.

Çünkü sosyal medyada gördüğümüz her içerik, gerçekliğin tamamı değil, sadece bir parçasıdır. O parçanın eksiklerini öfkemizle, ön yargımızla, duygularımızla tamamlarız. O anki hislerimiz, görüntünün önünü ve sonunu doldurur. Ve ne yazık ki bazen çok yanlış doldurur.

Olayları bağlamından kopararak yalnızca birkaç saniyelik görüntülere bakarak hüküm vermek; kişileri etiketlemek, hedef göstermek ve dijital linç başlatmak çok kolay. Ve neredeyse bir linç ayinine dönüşmüş durumda.

Oysa bir insanı mahkûm etmek için 30 saniye yetmez. Gerçekleri anlamak için zamana, sabra ve sorgulamaya ihtiyaç var.

Bugün herkesin cebinde bir kamera, elinde bir mikrofon var. Hepimiz birer “vatandaş gazeteci”yiz.

Ekran görüntüsü 2025-06-01 111035

Bilgiyi yalnızca üretmek değil, tüketmek de dikkat ister. Her video, her fotoğraf, her iddia sorgulanmadan paylaşılırsa, başka hayatları yerle bir edebilir.

İşte bu noktada medya okuryazarlığı devreye giriyor. Görüntünün kim tarafından, hangi koşullarda, ne zaman çekildiğini sorgulamak artık bir erdem değil, zorunluluktur. Çünkü bizim saniyeler içinde verdiğimiz bir ‘retweet’, birinin yıllarca taşıyacağı bir damgaya dönüşebilir.

SOSYAL MEDYA ADALET Mİ LİNÇ Mİ DAĞITIYOR?

Sosyal medya, doğru kullanıldığında adaletin sesi olabilir. Aksi hâlde, her olay bir cadı avına, her kişi bir hedef tahtasına dönüşüyor. Linç ayininde onbinlerce sosyal medya kullanıcısı cadı avına çıkan Ortaçağ toplumuna dönüşüyor. Olayların bütününü öğrenmeden, insanları ifşa etmek, onlara ölüm tehditleri yağdırmak; modern çağın infaz yöntemi hâline geldi.
Hükümler 30 saniyelik video ve görsellerle veriliyor. Tüketim çağında her şeyi kestirip atıyoruz. Hızlı alınan kararlar, peşin hükümler öfke nöbetlerine dönüşüyor.

Ekran görüntüsü 2025-06-01 111044

Dünkü Marmaray vakası bize acı bir gerçeği hatırlattı: Görmek, anlamak değildir. Öfkelenmek, haklı olmak değildir.

Unutmayalım ki bugün sosyal medyada kurulan mahkemeler, yarının gerçek hayat trajedilerine dönüşebilir. Bu mahkemelerde savunma hakkı yoktur, yargı süresi saniyeliktir, cezanın geri dönüşü yoktur.

Ve bazen bir “paylaş” butonuna basmak, bir yumruk atmaktan çok daha ağır hasarlar bırakır.”Bu içerik Hazar Gönüllü tarafından yayına alınmıştır

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Kaynak: Mynet

Lionel

Yazıya tutkuyla bağlı olan Lionel, At gözlüklerini çıkarıp çevresine bakiyor ve gördüklerini Bikonu.com’da gündemi farklı bir bakış açısıyla ele alıyor. Analitik yaklaşımı, sade dili ve dikkat çekici yorumlarıyla okurların ilgisini çekmeyi başarıyor. İlgi alanları arasında güncel haberler, kültür, toplum ve insan hikâyeleri yer alıyor.

İlgili Yazılar

16 yaşındaki Hatice’nin katil zanlısı akrabası çıktı
  • Ağustos 16, 2025

Olay, dün saat 18.00 sıralarında Kurtuluş Mahallesi 279 Sokak’taki bir evde meydana geldi. İş çıkışı eve gelen Selçuk Fırtına, kızı Hatice Fırtına’yı yerde kanlar içinde buldu. DEFALARCA BIÇAKLANMIŞ Babanın ihbarı üzerine adrese gelen sağlık ekipleri, lise öğrencisi genç…

Devamı

Devamı
Çanakkale’de boşaltılan köylerin sayısı 5’e yükseldi
  • Ağustos 16, 2025

Orman yangınlarıyla mücadele devam ediyor. Çanakkale‘de dün Bayramiç’teki söndürülen yangının ardından bugün bu kez Gelibolu ilçesinde yangın başladı. Şiddetli rüzgarın söndürme çalışmalarını güçleştirdiği yangın nedeniyle bazı köylerin tahliye edildiği belirtildi. 5 KÖY YANGIN TEHLİKESİYLE TAHLİYE EDİLDİ Akşam saatlerinde…

Devamı

Devamı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir