Program öncesi Yeni Şafak’a değerlendirmelerde bulunan İstanbul Aile Vakfı Başkanı Üner Karabıyık, organizasyonun yoğun ilgiyle takip edilmesini memnuniyetle karşıladığını belirterek “Bizi en mutlu eden görüntü insanımızın aileleriyle birlikte programımıza katılıyor olması. Çocuk, genç her yaş grubundan aile bireyleri bir araya gelerek büyük ilgiyle programı takip ediyor. Gündüz kuşağı programlarının aileyi hedef göstererek sorun merkezi haline getirmesine karşı çıkıyoruz. Bu ve bunun gibi “Milli Kültür ve Aile”, “Din ve Aile”, “Aile ve Değerler”, “Din Psikolojisi”, “Sosyokültürel Perspektiften Aile”, başlıklarıyla konuşan 10 ayrı ülkeden gelen akademisyenlerimiz 47 ayrı bildiri sunacak. Sempozyumda ele alınan tüm konulara yoğun bir ilgi var. Bu da bu alanda yapılan çalışmalara toplumun ne kadar ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor. ” ifadelerini kullandı.

Din ve Aile başlıklı oturumda konuşan Prof. Dr. Sami Şener, ailenin yeniden yapılandırılması ve aileyi tehdit eden unsurlar üzerine yaptığı konuşmasında “Aile bağını başka hedefler uğruna kaybettik. Bizler ailevi fonksiyonları kaybederek çocuklar babaya ve anneye muhtaç şekilde yetişiyor. Şefkat ve samimiyet kayboluyor. Aileye sahip çıkmalı ve yeniden baş köşeye oturtmamız lazım. Batılı aileler örnek alınıyor ama batı da aile kaldı mı? Biz tarihi ve sosyolojiyi okumadan ezberlerle değerlendiriyoruz tarih içerisinde bizim ailelerimiz ne büyük insanlar yetiştirmiş şimdi neden yetiştiremiyoruz bunu mukayese etmemiz gerekiyor. Aile üzerinden birtakım ezberleri yok etmemiz lazım. ” vurgusu yaptı.


Çinici, kent ve kırsalda şiddet algısı konsunda ise; “Kentte yaşayan bireyler, kırsaldakilere göre aile içi şiddeti daha fazla meşru görmektedir. Bu durumun olası nedeni işe kent yaşamındaki stres olarak görülmektedir.” dedi.