Site icon Bikonu

Reklamlarımız bile sansürlüydü Reklamlarımız bile sansürlüydü

Babasının sünnet hediyesi olarak aldığı fotoğraf makinesiyle meslek hayatına 11 yaşında fotoğrafçı olarak başlayan Yönetmen Ömer Faruk Aksoy, Yeşilçam’da kamera asistanlığından paparazzi fotoğrafçılığına kadar birçok alanda eser verdi. Dünyaca önemli isimlerle çalışan Aksoy, uzun yıllar yaşadığı Suudi Arabistan’da, fotoğrafçılık ve görüntü yönetmenliği yaptı. National Geographic’in “Inside Mecca” ve BBC’nin “The Hajj: The Journey of a Life Time” adlı belgesellerinde imzası olan Aksoy, Amerikalı sanatçı Shems Friedlander ile “Faysal: Bir Kralın Mirası”, Cezayirli yönetmen Bensalem Bouabdallah ile Endülüs Karşılaşmaları belgesellerini çekti. 7 yıldan beridir de TRT 2’de Evliya Çelebi programının sunuculuğunu yapan Aksoy’la meslek hayatını ve unutamadığı anılarını konuştuk.

TELEVİZYONCULUĞA KABLO DÖŞEYEREK BAŞLADIM

Yetmişli yıllarda yani 19 yaşındayken Hollywood’a gitmek için evden kaçtınız. O yıllarda size Hollywood hayali kurduran neydi?

İstanbul’a döndükten sonra babam baktı ki bende bir değişiklik yok, yoldan çıkmamışım, bana elini öptürdü ve Yücel Çakmaklı ile tanıştırdı. Onun sayesinde Milli Türk Talebe Birliği Sinema Kulübü’ne girdim. Orada hem genç sinemacı olmak için heveslenen Mesut Uçakan, Salih Dirikli, Osman Sınav gibi arkadaşlarla tanıştım hem de o zamanın büyük ustalarının sohbetlerine katılmak nasip oldu. İlk profesyonel olarak kamera asistanlığı yaptığım film ise rahmetli Ayhan Işık’ın hem oynadığı hem de prodüktörlüğünü yaptığı “Haşhaş” isimli filmdi.

Yeşilçam’ın sinemacılarıyla şimdiki sinemacıları kıyasladığınızda, ortaya nasıl bir tablo çıkar?

1970’lerin sonlarında dindar kesime hitap eden Yeni Devir gazetesi, Mustafa Aksay’dan televizyona reklam filmi çekmesini istedi. Ben de onunla çalıştım. 30 saniye uzunluğundaki filmi çektik, seslendirmesini de Kamuran Usluer yaptı. Fakat reklamda geçen “Eşref-i Mahlukat” ifadesi sansüre takılarak değiştirilmesi istendi. Sadece sinema filmlerinde değil reklam filmlerinde bile sansürün çok şiddetli olduğunu bu gibi vesilelerle hatırlıyoruz.

KUR’AN’IN ŞEHİRLERİNİ ÇEKMEK İSTİYORUM

Yapmadan ölmek istemiyorum dediğiniz hayatınızın projesi var mı?

Yeşilçam’da Metin Erksan’dan çok etkilendim. Müthiş bir insandı. Çok bilgiliydi. Bir gün evinde bir dini mevzu açıldı ve bir Hadis-i Şerif okudu, Arapçasını da kitaptan bulup gösterdi bize. Yücel Abi de etkilendiğim insanlardan, filmci olarak göz hafızası çok iyiydi. Japon yönetmen Akira Kurasova’nın çoğu filmini çeken görüntü yönetmeni Takao Saito’yla çalıştım. Ondan da çok etkilendim.

Kaynak: Yeni Safak – Aktüel

Exit mobile version