Sinemanın büyülü dünyası, 7. Sanat var olduğu zamandan beri izleyicide şaşkınlık oluşturacak örneklerle kendini ispat etti. 130 yaşındaki sinemanın kısa sayılacak serüvenindeki en başarılı örneklerden biri ise Görevimiz Tehlike serisi oldu. Tom Cruise’un Ethan Hunt’ı canlandırdığı filmin sekizincisi ve sonuncusu vizyona girdi. “Görevimiz Tehlike: Son Hesaplaşma”, serinin başlamasının 30. yılında görkemli bir veda sahnesine dönüşmüş.
Filmin en dikkat çeken yanı hikayesi. Yine dünyayı kurtarmak için yola çıkan kahramanlar, yine vicdanın merkezi ABD ve yine insanlığın umudu “Rüyalar Ülkesi”nin bir ferdi. Buralar alışık olduğumuz noktalar. Yeni filmdeki yeni ve en temel vurgu ise “Tanrı”yı yeniden tanımlama ve “Tanrı yok”, “Tanrı biziz” söylemi…
Filme göre “Dijital Tanrı” diyebileceğimiz Varlık’ın temel meselesi yazılı olan kodlar olduğundan, filmin sonunda da buna vurgu yapılır. 2 buçuk saat süren filmde hikayenin düğümünün çözüldüğü noktada “Hiçbir şey yazılı değil, yazan biziz” mesajı ana karakterlerden birinin ağzından verilir. Ve bu “dış ses”, post modern insanın ‘yeni tanrısı’nın (esasında eskisinde de olduğu gibi) yegane rakibinin, kurtuluş kaynağının insan olduğunu dillendirir.
Yapay zekanın hayatımıza bu denli girdiği ve yakın gelecekte sinemacıları işsiz bırakacağının iddia edildiği bir dönemde büyük oranda gerçek mekanlar ve mizansenlerle beyaz perdeye çıkmanın anlamı büyük. Elbette dijitalleşmeye karşı bir meydan okuma ve sinema sanatının hakiki söylemine vurgu yapan bir tavır.