
Cumhuriyet gazetesinin değerli kişiliği Nadir Nadi 83 yaşında yaşama gözlerini yumdu. Bütün ömrünü Atatürkçü ilkeler doğrultusunda geliştiren, uygarlaşan, yol göstericisi yalnız bilim olan bir Türkiye yaratmaya; sanata hoşgörüyle yer vermiş olan, dilimizin usta yazarı Nadir Nadi, babası Yunus Nadi’nin 1945’te yaşama gözlerini yummasından sonra Cumhuriyet gazetesinin yönetimini bütünüyle üstlendi ve onu kurumlaştırdı. Çok partili demokratik yaşama geçişin ilk iktidar değişikliği yılı olan 1950’de Demokrat Parti listesinden bağımsız Muğla milletvekili seçilerek parlamentoya girdi. 1954’te de yine bağımsız olarak İstanbul milletvekili seçildi. 1962 yılında ortaklarıyla anlaşmazlığa düşerek Cumhuriyet’teki yazılarına bir süre ara vermişti. 9 Haziran 1964’te Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından kontenjan senatörlüğüne seçildi. Böylece üçüncü kez parlamentoya girmiş oldu. Ancak senatörlük süresi daha dolmadan 3 Nisan 1970’te görevinden ayrılarak yine Cumhuriyet gazetesine döndü.
TÜRKÇE USTASI
13 Ağustos 1961’de yayımlanan “Tuhaf Bir Tasarı” başlıklı yazısının 23 Ocak 1983’te beliren yeni durumlar karşısında yeniden yayımlanması dolayısıyla 12 Eylül sıkıyönetiminin 1 No’lu mahkemesince 2 ay 20 gün hapse mahkûm oldu. Temyiz hakkı yoktu. Karar kesinleşti. Fakat tam hapse girmeden iki gün önce milli savunma bakanının son anda temyiz hakkını kullanmasıyla (ki bu hak yalnız sıkıyönetim komutanı ve bakana aitti) Yargıtay, kararı bozdu ve aklanmasına karar verdi. Nadir Nadi, güzel Türkçemizi kullanmada usta bir yazar olduğu gibi özleşen dilimizin gelişmesine anlatım gücünün yeni olanaklar kazanmasına önemli katkılarda bulunmuştur.
Hoşgörü ve özgür düşünce içinde toplumcu görüşten yanaydı. Ulusal uygarlıkların evrensel ve insancılığa yönelik gelişmesi görüşünde olan Nadir Nadi’nin yayımlanmış yapıtları şunlardır: Sokakta Gürültü Var, Uyarılar, Perde Aralığından, 27 Mayıs’tan 12 Mart’a, Sil Baştan, İki Sovyet Rusya-İki Polonya, Olur Şey Değil, Ben Atatürkçü Değilim ve Dostum Mozart. Babasının ısrarı ile küçük yaştan beri müzikle yakından ilgilenen Nadir Nadi amatör olarak keman da çalmaktaydı.
VAKFIN KURULUŞU VE ÖNEMİ
Cumhuriyet gazetesinin 101 yıllık tarihinde temelde üç önemli aşama vardır.
Kurucu Yunus Nadi dönemi, oğlu Nadir Nadi dönemi ve İlhan Selçuk’la başlayan Cumhuriyet Vakfı dönemi. Gazetenin kuruluşu olan 7 Mayıs 1924’ten, yaşamını yitirdiği 1945 yılına kadar 21 yıl Yunus Nadi dönemi, ondan sonra 1991’de ölümüne kadar 46 yıl Nadir Nadi dönemi, ve Nadir Nadi’nin ölümünden sonra İlhan Selçuk’la 1993 yılında başlayan Cumhuriyet Vakfı dönemi.
Nadir Nadi, Cumhuriyet gazetesinin bağımsız olarak yaşamını sürdürebilmesi için gazetenin bir vakıf tarafından yönetilmesini uygun görüyordu.
Bu hedef, Nadi Nadi’nin vefatından sonra İlhan Selçuk önderliğinde Berin Nadi tarafından gerçekleştirildi. Berin Nadi, gazetenin kendisine düşen isim hakkı ile mal varlığını Cumhuriyet Vakfı’na bağışladı.
Cumhuriyet Vakfı, İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin onayından sonra, resmi senedin, 20 Şubat 1993 yılında Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla hukuksal varlığını kazandı.
Vakfın ilk yönetim kurulu aşağıdaki isimlerden oluşuyordu.
– Rukiye Berin Sahir Nadi (Başkan)
– Osman Nuri Torun (Başkan vekili) n Av. Atilla Coşkun (Genel sekreter)
– Alev Coşkun (Genel sayman)
– İlhan Selçuk (Üye)
– Uğur Mumcu (Üye)
– Prof. Dr. Aydın Aybay (Üye)
– Mustafa Ekmekçi (Üye)
– Özgen Acar (Üye)
– Şükran Soner (Üye)
– Hikmet Çetinkaya (Üye)
– Cüneyt Arcayürek (Üye)
1993 yılından bu yana Cumhuriyet Vakfı gazeteyi 32 yıldır kesintisiz yönetmeye devam ediyor. 12 kişilik vakıf yönetim kurulu gazetecilerden ve Atatürkçü aydın kişilerden yapılan seçimle oluşmaktadır.
Vakıf bir kâr kurumu değildir. Vakfın holdingi, şirketleri, yan gelirleri yoktur. Cumhuriyet gazetesinin 31 yıl vakıf yönetim modeli ile yönetilmesi, Türk basın dünyası içinde önemli bir olgudur. Gazetenin gerçek sahibi onun okuyucularıdır. Vakfın resmi senedinin başlangıç bölümünde belirtildiği gibi: “Cumhuriyet gazetesi ne hükümet ne de parti gazetesidir. Cumhuriyet, Cumhuriyet değerlerinin ve demokrasinin savunucusudur.
Cumhuriyet Atatürk’ün Aydınlanma yolunda yoluna devam edecektir. Cumhuriyet ilkelerini ve Atatürk’ün Aydınlanma Devrimlerini yaşatmak temel amacımızdır.
Kaynak Cumhuriyet