Davacılar, son 30 yıla yayılan bir dönemde gazeteciler tarafından telefonlarının dinlendiğini, evlerinin gizlice dinleme cihazlarıyla izlendiğini ve tıbbi kayıtlarının aldatmayla elde edildiğini öne sürüyor. İddialar, halen görevde olan bazı gazete editörlerini ve basın yöneticilerini de kapsıyor.
Associated Newspapers (ANL) şirketi ise tüm iddiaları reddetti ve Harry’nin öne sürdüğü suçlamaları “abartılı ve temelsiz” olarak nitelendirdi.
Davacıların avukatı David Sherborne, iki gün sürecek duruşmada, gelecek yıl yapılması planlanan ana duruşma öncesi delil sunumuna ilişkin konuların ele alınacağını belirtti. Sherborne’a göre bugüne kadar yapılan incelemelerde, gazetelerde yaygın yasa dışı bilgi toplama faaliyetlerine dair izler bulundu, ancak belgelerin yetersizliği nedeniyle durumun sadece kısmen ortaya çıktığı ifade edildi.
ANL’nin avukatları ise Harry ve diğer davacıların iddialarını destekleyecek somut kanıt sunmadığını savundu.
GEÇEN HAFTA DAVA KAYBETMİŞTİ
Geçtiğimiz hafta Prens Harry, İngiltere‘de otomatik polis koruma hakkını kaybetmesine ilişkin açtığı davayı kaybetti. Kaliforniya’da eşi Meghan ve iki çocuğuyla yaşayan Harry, bu karardan dolayı “yıkıldığını” söyledi.
BBC’ye konuşan Prens, babası Kral Charles’ın artık kendisiyle konuşmadığını ve bunun güvenlik krizinden kaynaklandığını belirtti. Ayrıca babasının kanser tedavisi gördüğünü hatırlatarak, “Ne kadar zamanı kaldığını bilmiyorum” dedi.
Cuma günkü mahkeme kararının ardından yaptığı yazılı açıklamada, annesi Prenses Diana’nın da kraliyet çevreleri ve medya tarafından hedef alındığını, şimdi de kendisi, eşi ve çocuklarının benzer bir nefret kampanyasına maruz kaldığını söyledi.
Buckingham Sarayı, Harry’nin güvenlik iddiaları ya da açıklamalarıyla ilgili yorum yapmazken, mahkemelerin bu konuyu defalarca ve titizlikle incelediğini belirtti.
Kaynak: NTV